Kamulaştırma Kanununun 8. maddesine göre bu madde uyarınca satın alınan taşınmazın kamulaştırmaya ve bedeline karşı itiraz davaları açılamaz. Yasanın bu buyurucu hükmü göz önünde tutularak tarafların serbest iradeleri ile (satın alma yontemi) çerçevesinde gercekleştirilmiş işlemden sonra taşınmaz malın bedelinın daha düsuk olduğunun saptanması davacı idareye böyle bir davayı açma hakkı vermez.
Dava dilekçesinde 1O.052.656.000.-TL’nin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: K: Davacı idare dava dilekcesinde, 107 pafta 89 parsel sayılı tapulu taşınmazın kamulaştırıldığını, satın alma yöntemi ile bu taşınmazın 1/2 payının maliki S’yle anlaşmaya varılarak bedelinin kendisine ödenip tapuda ferağ işlemlerinin yapıldığını, ancak bundan sonra yeniden düzenlenen Kıymet Takdir Komisyonu Raporu’na göre taşınmazın üzerindeki yapının ev değil samanlık-ahır niteliğinde olduğu ve bu durumda değerinin daha düşük olması konusunda fazladan ödenen paranın yasal faizi ile birlikte idareye geri odenmesini istemiştir.
Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın davacı idarece kamulaştırıldığı, 2942 Sayılı Yasanın 4650 Sayılı Yasa ile degişik 8. maddesi hükmu uyarınca taşınmazda V2 pay sahibı bulunan S’yle anlasmaya varılarak bu anlaşmaya ilişkin tutanak düzenlenip payına düşen kamulaştırma bedelinin kendisine ödendiği ve tapuda ferağ işlemlerinin yapılıp mülkiyetin idareye geçtiği anlaşılmaktadır. Anılan yasa maddesinin 7. fıkrası hükmüne göre bu madde uyarınca satın alınan taşınmaz malın kamulaştırmaya ve bedeline karşı itiraz davaları açılamaz. Yasanın bu buyurucu hükmü göz önünde tutularak tarafların serbest iradeleri ile (satın alma yontemi) çerçevesinde gercekleştirilmiş işlemden sonra taşınmaz malın bedelinın daha düsuk olduğunun saptanması davacı idareye böyle bir davayı açma hakkı vermez.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken istem de aşılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 06.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.