İpoteğin, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince kaldırılmasını istemiştir. Davalı şirket iyiniyetli olduğunu savunduğuna göre; Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Tapu kaydında, dava konusu taşınmaza ilişkin aile konutu şerhi bulunmadığı da dikkate alındığında davalı şirketin kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükü davacıya düşer.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, aile konutu olduğunu iddia ettiği taşınmazda davalı eşi H… tarafından diğer davalı …Ev Aletleri San. ve Tic. A.Ş lehine kurulan ipoteğin, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince kaldırılmasını istemiştir. Davalı şirket iyiniyetli olduğunu savunduğuna göre; Kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda (TMK md. 3) asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Tapu kaydında, dava konusu taşınmaza ilişkin aile konutu şerhi bulunmadığı da dikkate alındığında davalı şirketin kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükü davacıya düşer. Davacı, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu gösteren bir delil getirememiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.20.01.2014(Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Yerel mahkeme kararının usul, yasa ve yasanın yapılış amacına uygun olduğu düşüncesindeyim. Bu nedenle, hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.