1. Anasayfa
  2. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1997/2462 K: 1997/3103 T: 18.3.1997


683l sayılı Yasanın 17/l-2. maddesi; dört tarafı ormanla çevrili taşınmazlar orman bütünlüğünü bozacağı için, bu taşınmazlardan tarım yada inşaat yapmak suretiyle yararlanılamayacağını, buralara yerleşilemeyeceğini emretmiştir. 17. maddeye aykırılık oluşturan taşınmazlar özel mülk olarak kabul edilemez, orman sayılması gerekir.

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

Dava konusu 16 sayılı parsel, kadastro yolu ile gerçek kişi adına saptanmış; Orman Yönetimi ve Hazine, orman savı ile itiraz etmişlerdir.

Mahkemece verilen ilk karar Dairemizce bozulmuş ve mahkeme bozmaya uymuş, fakat davayı tekrar reddetmiştir.

27.10.1995 tarihli bozma kararında yapılan inceleme ve araştırmanın yeterli olmadığı ve özellikle 683l sayılı yasanın 17. maddesi açısından ele alınmadığı ve orman bütünlüğünü bozucu niteliği üzerinde durulması gereğine değinilmiştir.

Yerel mahkeme bozmaya uymuştur. Yaptığı inceleme, araştırma ve özellikle uzman orman bilirkişi ile fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokiye görE:

l- (Dava konusu parselin tamamının, memleket haritasında çalılık sembolü ile belirtilen yeşil alanda kaldığı,

2- Meşcere haritasında 48 nolu bölmede çok bozum meşe baltalık ormanı ve orman toprağı anlamına gelen (CBKBT-OT) sembolü ile gösterildiği) açıklandığı halde, sonuç kısmında (Her ne kadar öncesi itibariyle belgelerde orman olarak gözükmekte ise de) denilerek özel ve saptanmış gerçeğe aykırı bir gerekçe ile orman olmadığı belirtilmiştir.

Raporun içeriği taşınmazın belgelere göre konumu itibariyle öncesinin orman olduğu tartışmasızdır.

Tapu ve zilyetlik yolu ile ormandan yer kazandıran 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş olup. bu yollarla ormandan toprak kazanılamayacağı gibi,

Kaldı ki; bozma kararında 6831 sayılı Yasanın 17. maddesinin gözetilmesi gereğine değinilmiştir.

6831 sayılı Yasa, madde 17/1-2: Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlenmesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.

Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle, burularda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan yerlerde husule gelen enkaz hiçbir surette eşhasa satılamaz. Bunlar resmi daire ve müesseseler ihtiyacına tahsis olunur.

Yukarıya metnini aldığımız 17. maddenin 1. ve 2. fıkralarına göre; (Ormandan açma yapılmak veya orman içi açıklıklardan yararlanılarak bu yerlere yerleştirilemez, inşaat, tarım yapılamaz). Zira dört tarafı ormanla çevrili olan bu tür yerler orman bütünlüğünü BOZAR. Bu nedenle, bu yerlerde hiç bir şekilde tarım ve inşaat yapılamaz, özel mülke dönüşemez.

Öncesinin orman olduğu anlaşılan taşınmaz konum itibariyle dört tarafı ormanla çevrili olup, 6831 sayılı Yasanın 17/1-2. maddesine aykırılığın varlığı da tartışmasızdır.

Yerel mahkeme bu olguların hiç birini gözetmemiştir.

Bütün bu nedenlerle, Orman Yönetimi ve Hazinenin itirazlarının kabulü ile tespitin iptali ve taşınmazın orman olarak Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, reddi yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hazine ve orman yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), orman yönetimince yatırılan peşin temyiz harcının istek halinde iadesine, 18.3.1997 günü oybirliğiyle karar verildi.