1. Anasayfa
  2. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2001/2030 K: 2001/2580 T.2.4.2001


Somut olayda,40-100 dönüm kısıtlarının araştırması usulünce yapılmalıdır; bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel kayıtlarıyla teyit ettirilmeli, yapılan uygulama uzman bilirkişilerce düzenlenecek birleşik krokiye yansıtılarak keşfi izleme imkanı sağlanmalı ve toplanan bütün deliller beraber değerlendirilmelidir.

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine, Orman Yönetimi ve davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı, 14.2,1989 tarihli ve Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/69 Esas numarasına kaydedilen dava dilekçesi ile A. Köyünde bulunan sınırlarını bildirdiği 15 parça taşınmazdan 12 parçasının ortak miras bırakan ve 10.12.1983 tarihinde ölen Mehmet oğlu Himmet’den kaldığını, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu, dava dilekçesinin 13,14 ve 15. sırasında yazılı evlerin de yine Himmetin sağlığında yapıldığını bildirerek mirasçılar adına tapuya tescili isteğiyle diğer mirasçı Ali ve Bayram ile A. Köy tüzelkişiliği ile Hazineye husumet yönelterek dava açmış, yargılama sırasında taşınmaz sınırında orman bulunması nedeniyle Orman Yönetimi de davaya dahil edilerek yasal hasım sıfatım kazanmıştır.

Asliye Hukuk Mahkemesince bir kısım taşınmazlar basında keşif yapıldıktan sonra, çekişmeli yerlerin kadastro tespit tutanakları düzenlenmesi nedeniyle dava görevsizlik kararıyla kadastro mahkemesine aktarılmıştır.

Diğer taraftan, kadastro sırasında A. Köyü 107 ada 1,132 ada 131, 148, 134 ada 1,2, 27, 28, 102 ada 142, 109 ada 73, 192 ada 54 parsel sayılı taşınmazlar, vergi kaydı, 106 ada 11, 145 ada 15 parseller belgesizden, 134 ada 117, 207 ada 143 ve 255 parseller tapu kaydı uygulanarak malik ve zilyetleri adına tespitleri yapılmış, ancak davalı olmaları nedeniyle malik hanesi boş bırakılarak Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Dava dosyası ile tutanakların birleştirilmesinden sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parsellerden 106 ada 11, 107 ada 1,145 ada 15, 192 ada 54, 134 ada 1, 2, 27, 28, 102 ada 142, 109 ada 73 parsellerin veraset ilamındaki hisseler oranında Mehmet oğlu Himmet mirasçıları adına, 207 ada 143, 255 ve 132 ada 131, 134 ada 117 ve 132 ada 148 parseller yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine, Orman Yönetimi ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 12.4.1948 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 4.11.1998 tarihinde 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan, ancak eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.

Mahkemece, orman ve ziraat bilirkişileri dinlenmeden, Yönetimden gelen cevaba göre; çekişmeli taşınmazlardan 207 ada 143 ve 255 ve 134 ada 117, 132 ada 131 parsellerin bölgede 3116 sayılı Yasaya göre yapılan ve 12.4.1948 tarihinde kesinleşen tahdit içerisindeyken, 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan 2/B madde uygulamasında 4.11.1998 tarihinde Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı bildirilmesi nedeniyle Fatih Mahallesi 207 ada 143 ve 255,132 ada 131 ve 134 ada 117 parsellerin orman tahdit sınırı içinde kaldığı, bunlardan 134 ada 117, 132 ada 131 numaralı parsellerin orman niteliğini kaybetmesi nedeniyle tahdit dışına çıkarıldığı ve 2/B sahası olduğu, 207 ada 143 ve 255 numaralı parsellerin orman tahdidi içinde kaldığı, Eylül 1999’da tahdit sınırları dışına çıkarıldığı, ancak kesinleşmediğinden 132 ada 148 numaralı parselin miras bırakan Himmet’in 1983 yılında ölümünden sonra zilyetliğinin terk edildiği gerekçesiyle, bu parseller yönünden davanın reddine (niteliği belirtilmeden) Hazine adına tapuya tapuya tesciline karar verilmiştir.

3402 sayılı Kadastro Yasasının 5, 26, 27 ve 30/2 maddeleri kadastro tespit tarihinden önce genel hukuk mahkemelerinde dava konusu olan taşınmazlar hakkında nasıl işlem yapılacağını göstermiştir. Buna göre, asliye hukuk mahkemesinde davaya konu olan 15 parça taşınmazın dava dilekçesindeki sınırları ve o mahkemede yapılan keşifler sırasında düzenlenen krokiler uygulanmak suretiyle bu taşınmazın kadastro sırasında kaç ada ve kaç numaralı parseller olarak işlem gördüğü tespit edildikten sonra o taşınmazlara ait tutanak aslı ve ekleri bulunduğu yerden getirtilip, tespitten önce davaya konu olan yerlerin yanlışlıkla tutanaklarının kesinleştirilmiş olmasının hukukça değer taşımayacağı göz önünde bulundurularak tarafların göstereceği deliller ile mahkemece lüzum görülen diğer deliller toplanarak taşınmazlar gerçek hak sahibi adına tescil edilecektir. Mahkemece bu biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamış, çekişmeli parsellerin tespitine esas alınan vergi kayıtları uygulanmamış, vergi kayıtlarının bazıları orman ve mera sınırlı olduğu halde, kayıt miktar fazlasının zilyetlikle kazanılamayacağı düşünülmemiştir. Bundan başka, 3402 sayılı Yasa çalışmalarına hazırlık olmak üzere aynı Yasanın 4/3. maddesi hükmüne göre işlem yapılmış ve bazı taşınmazlar 2/B sahası olarak Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmışsa da eldeki dava nedeniyle bu işlemin kesinleşmediği düşünülüp gerekli araştırma ve inceleme yapılmamış, kesinleşen tahdit hattı ile irtibatlı bilirkişi raporu da alınmamıştır.

O halde, öncelikle dava dilekçesinde yazılı 15 parça taşınmazın kadastro sırasında kaç ada kaç parsel olarak işlem gördüğü yapılacak bir tespit keşfi ile belirlenmeli, bundan sonra o parsellerden dosyaya getirtilmemiş olan tutanaklar varsa bulunduğu yerden istenmeli, taşınmazlar basında önceki mühendisler dışında serbest orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla kesinleşen ve Haziran 1948 tarih, 41 numarada Güvenli Mevkii Devlet Ormanı ismiyle ve yine Ağustos 1953 tarih, 8 numaralı Ahurdağı Devlet Ormanı ismiyle tapuya tescil edilen ormanlara ait tahdit haritası ve tutanakları uygulanarak dava konusu taşınmazların konumu bilirkişiler tarafından düzenlenecek tahdit hattı ile irtibatlı krokide gösterilmeli, tahdit hattı içinde kalan parseller yukarıda tarih ve numaracı yazılı orman tapu kayıtları sınırlar içinde kalması halinde 3402 sayılı Yasanın 22/son maddesine göre tutanak ve belgelerin olduğu gibi tapu kütüğüne aktarılmasına, şayet kesinleşen orman tahdidi içinde kalmakla, birlikte, bu tahdidin tapuya tescil edilmediğinin anlaşılması halinde 6831 sayılı Yasanın 16/D ve 6831 sayılı Yasanın 11/4 maddesi hükmüne göre Hazine adına tapuya tescil edilmesi gerektiği düşünülmeli, nitelik kaybı nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına tahdit dışına çıkartılan, ancak eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen parseller hakkında yöntemine uygun olarak araştırma ve inceleme yapılarak, gerçekten 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybettiği sonucuna varılırsa, bu durum beyanlar hanesinde gösterilerek Hazine adına, nitelik kaybetmediği anlaşılırsa, bu takdirde yukarıda belirtildiği gibi ya kayıt ve belgelerin olduğu aktarılmasına ya da Hazine adına orman niteliği ile tescile karar verilmelidir.

Kesinleşmiş olan orman sınırı dışında kalan taşınmazlar yönünden ise, çekişmeli parsellerin tespitlerine esas alınan kayıtlardan dosyaya gelmemiş olan varsa bunlar bulunduğu yerden getirtilmeli, çekişmeli taşınmazlarla öncesi bütün olan parseller bulunduğu takdirde, bunları dıştan çevreleyen parsellerin tespiti ile onlara ait tutanak ve dayanakları getirtilmeli, bundan sonra yapılacak keşifte tespitin dayanağı kayıtlar yöntemine uygun olarak uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera ya da orman sınırlı kayıtların 3402 sayılı Yasanın 20/C maddesine göre kapsamlarının yüzölçümüne değer verilerek belirleneceği göz önünde bulundurulmalı, taşınmazların kimden kime kaldığı, ne zamandan beri kimler tarafından nasıl zilyet edildiği, zilyetliğin ekonomik amacına uygun olup olmadığı, bir kısım parsel tutanaklarına ekli satış senedi bulunduğundan bu senetler dahi yerine uygulanarak kapsamları belirlenip değerlendirilmesi, 104 ada 11 ve 192 ada 54 numaralı parsellerin ortak miras bırakan Himmet tarafından sağlığında oğullarına satış ya da hibe suretiyle verilip verilmediği ve parseller üzerinde bulunan evlerin miras bırakan tarafından mı yoksa oğulları davalı Ali ve Bayram tarafından mı yaptırıldığı, söz konusu evlerin 3402 sayılı Yasanın 19/2 maddesi anlamında muhdesat kabul edilip edilemeyeceği, bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılarıyla ve maddi olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, çekişmeli taşınmazların 3402 sayılı Yasanın 2/C maddesi uyarınca sulanabilir arazi olup olmadığı D.S.İ. ve Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünden sorulmalı, 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca 40-100 dönüm kısıtlarına araştırması yöntemine uygun olarak yapılmalı, bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu komşu parsel kayıtlarıyla denetlenmeli, yapılan uygulama uzman bilirkişi tarafından düzenlenecek birleşik krokiye yansıtılarak keşfi izleme olanağı sağlanmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek, 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi hükmü de göz önünde bulundurularak, taşınmazların gerçek hak sahipleri adına tesciline karar verilmelidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine Orman Yönetimi ve davalı Ali ve Bayram’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.4.2001 günü oybirliği ile karar verildi.