Orman olan ve tapuda hazine adına kayıtlı olan taşınmazların, mülkiyetinin ve niteliğinin belirlenmesi konusunda hakemde açılan davanın dinlenmesine olanak yoktur.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi orman yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı orman yönetimi, çekişmeli taşınmazların Milli Park statüsünde ve orman sayılan yerlerden olduğundan orman niteliği ile Hazine adına tescili konusundaki davaya hakem sıfatıyla bakılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın orman yönetimince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 1997/16-27 E: – K: sayılı kararı ile “davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline karar verme görevi genel mahkemelere ait olduğu, asliye hukuk hakimince verilmiş bir görevsizlik kararı olmadan asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu”na değinilerek bozulmuş, yerel mahkemece bozmaya uyulduktan sonra hakem sıfatıyla; K: Köyü 1219 parsel numaralı taşınmazın orman niteliğinin tespitine, 640, 1181 ve 1195 numaralı parseller hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm 640, 1181 ve 1195 parsellere yönelik olarak orman yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava mülkiyetin tespitine ilişkin olup, hakem sıfatıyla görülerek sonuçlandırılmıştır. 3533 sayılı Mecburi Tahkim Yasası’nın 4. maddesinde katma bütçe ile idare edilen daireler, belediyeler, özel bütçe ile idare olunan ve sermayesinin tamamı Devlet, belediye veya özel idarelere ait olan daire ve müesseselerden biriyle genel bütçeye dahil dairelerden biri arasında çıkan uyuşmazlıkların o yerdeki yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimi tarafından çözümleneceği hükmü gereğince davacı orman yönetimi ile davalı Hazine anılan kanun kapsamındaki kurumlardandır. Ne var ki; dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar, davanın hukuki sebepleri ile mahkemenin hukuki nitelendirmesi göz önünde bulundurulduğunda taraflar arasında mecburi tahkim yoluyla çözümlenmesini gerektirir bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Şöyle ki;
Davaya konu 1219 parsel, komşu parsele uygulanan 1937 tarih 57 numaralı vergi kaydı, 1181 parsel, komşu parsele uygulanan 103 numaralı, 1195 parsel, komşu parsele uygulanan 86 ve 87 numaralı, 640 parsel de komşu parsele uygulanan 333 ve 334 numaralı vergi kayıtlarının hudutları değişir ve genişletilebilir nitelikteki “mera”, “harmanyeri” okuduğundan kayıt miktarı fazlası olarak 1981 yılında Hazine adına tespit edilmiş, orman yönetiminin orman savıyla komisyona yaptığı itirazın reddine karar verilmesi ile tespit tutanakları kesinleşerek 20.2.1997 tarihinde Hazine adına tarla niteliğiyle tapu kayıtları oluşmuştur.
Diğer yandan, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 6831 sayılı Orman Yasası’nın 3. maddesine göre Bakanlar Kurulunun 31.8.1981 tarih ve 8/3580 sayılı kararı ile Kocatepe ve Dumlupınar olmak üzere iki bölgeli Başkomutan Tarihi Milli Parkı kurulmuştur. Mahkemece yapılan keşif sırasında uzman bilirkişilerce yapılan uygulamada taşınmazların Dumlupınar bölgesi Milli Park sınırları içinde kaldığı saptanmıştır.
Temyize konu davada taşınmazın niteliğinin ve mülkiyetinin hangi kuruma ait olduğunun belirlenmesi istenmektedir. 6831 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının B bendinde Milli Parklar vasıf ve karakter bakımından orman niteliğindeki taşınmaz olarak gösterilmiştir. Milli Park sınırları içinde kaldığı belirlenmiş ve tapuda da Hazine adına kayıtlı olan taşınmazların niteliğinin de orman olduğu açıktır. Bu durumda, 2873 sayılı Milli Parklar Yasası’nın 5. maddesinde öngörülen Tarım ve Orman Bakanlığı’nca kamulaştırma işlemi yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Anılan nedenle niteliği orman olan ve tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazların, hakemde mülkiyetinin ve niteliğinin belirlenmesi konusunda açılan bu davanın dinlenmesine olanak yoktur. Ayrıca, 19.7.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve bu davada da uygulanması gereken 4916 sayılı Yasa’nın 24. maddesi ile değiştirilen 3533 sayılı Yasa’nın 4. maddesi gereğince “… taşınmazların aynına yönelik olan…” uyuşmazlıkların hakemde görülme olanağı da bulunmamaktadır.
Her ne kadar hakem mahkemesinin verdiği kararlar kesin ise de, hakemin görevi dışında ve yetki aşımı suretiyle verdiği kararlar temyiz edilebilir. Bu davada hakem yetkisini aşarak karar verdiğinden temyiz yolu açıktır. Kaldı ki; 2873 sayılı Milli Park Yasası’nın 6/A maddesinde Orman Bakanlığı’nın talebi üzerine Hazineye ait taşınmaz malların tahsis edileceği hususu hükme bağlanmıştır. O halde, mahkemece davada mecburi tahkim yoluyla çözümlenmesi gereken uyuşmazlık bulunmadığı gözetilmeksizin hakem sıfatıyla davanın görülüp işin esası hakkında yazlı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; orman yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29.9.2003 günü oybirliği ile karar verildi.