Kadastro tesbitine itiraz davasında, çekişme konusu parselin bilirkişi krokilerinde yer alan bir bölümünün orman olarak tescili yolunda davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmakla; hazine adına, çekişme konusu parselin orman sayılan ve taşlı alan olarak belirlenen kısımlarından artakalan bölümünün payları oranında tesbit gibi davalılar adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin bozma kararında özetle: “önceki bozma kararına konu olan 16.8.1981 günlü kararında Orman Yüksek Mühendisi Malik’in 15.7.1991 tarihli raporuna ekli krokide 15 numaralı parselin (A) ile işaretli, yine fen bilirkişisi S.’nin 7.6.1991 tarihli ek raporunda aynı parselin (C) işaretli 7875 m²’lik bölümü orman olarak Hazine adına tescile karar verilmiş ve bu hüküm gerçek kişilerce temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Hüküm sadece Hazine’nin temyizi üzerine bozulmuştur.
Mahkemenin son hükme dayanak yaptığı 26.8.2002 tarihli teknik bilirkişi A.’nın rapor ve krokisinde ise, yeşile boyalı (B) işaretli 2300 m²’lik bölüm taşlı alan, sarıya boyalı (A) işaretli 10900 m²lik bölüm ekili alan olarak gösterilmiş, geriye kalan bölümler 17700 m² ölçülmüştür ve orman bilirkişisinin resmi belgelere dayalı olarak yaptığı incelemede, taşınmazın tamamının orman sayılmayan yerlerden olduğu saptandığına göre, (B) işaretli 2300 m²’lik ekilmeyen taşlı alanın mera olarak sınırlandırılması doğru değildir.
Bozmaya uyulmakla temyiz etmeyen taraflar yönünden önceki karar usuli kazanılmış hak oluşturacağından mahkemece yapılacak iş: Öncelikle, 07.06.1991 tarihli fen bilirkişi Salim tarafından hazırlanan rapor ve krokisinde orman sayılan yer olarak gösterilen, (C) harfi ile işaretli (uzman orman mühendisi raporunda (A) harfi ile işaretli) 7875 m²’lik bölümün Hazine ve Orman Yönetimi yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, yine fen bilirkişi A. tarafından hazırlanan 26.08.2002 tarihli rapor ve krokide kırmızı boyalı (B) ile işaretli 2300 m² taşlı alan olarak belirlenen bölümün önceki raporlara göre kısmen orman sayılan ve kısmen orman sayılmayan alanda kaldığından, orman olarak belirlenen kısma isabet eden miktarı çıkarıldıktan sonra 2300 m²’den geriye kalan bölüm, (C) harfi ile işaretli 7875 m²’lik bölüme ilave edilmek suretiyle orman olarak Hazine adına, 6831 sayılı Yasa’nın 11. maddesince tescili gerekir. Bundan sonra; 15 parsel numaralı taşınmazın orman sayılan ve taşlı alan olarak belirlenen bölümlerden sonra geriye kalan bölümün ise hükümde olduğu gibi payları oranında tespit gibi davalılar adına tescilinden ibarettir. Bütün bunları yansıtan ve her iki raporu uyumlaştıran teknik bilirkişiden ek rapor alınarak yukarıdaki anlatım doğrultusunda karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin fenni bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 2008 m²’lik kısmının mera olarak sınırlandırılmasına, (C ve D) ile gösterilen 7875 m²’lik kısmının Orman olarak Hazine adına tesciline, (A) ile gösterilen 21017 m²’lik kısmının davalılar adlarına tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki hükmüne uyulan bozma kararında öncelikle, 7.6.1991 tarihli fen bilirkişi Salim tarafından hazırlanan rapor ve krokide orman sayılan yer olarak gösterilen, (C) harfi ile işaretli (uzman orman mühendisi raporunda (A) hafi ile işaretli) 7875 m²’lik bölümün Hazine ve Orman Yönetimi yararına usulü kazanılmış hak oluşturduğu, yine fenni bilirkişi A. tarafından hazırlanan 26.8.2002 tarihli rapor ve krokide kırmızı boyalı (B) ile işaretli 2300 m² taşlı alan olarak belirlenen bölümün önceki raporlara göre kısmen orman sayılan ve kısmen orman sayılmayan alanda kaldığından, orman olarak belirlenen kısma isabet eden miktarı çıkarıldıktan sonra 2300 m²’den geriye kalan bölümün (C) harfi ile işaretli 7875 m²’lik bölüme ilave edilmek suretiyle orman olarak Hazine adına, 6831 sayılı Yasa’nın 11. maddesi gereğince tescili gerektiği; bundan sonra 15 parsel numaralı taşınmazın orman sayılan ve taşlı alan olarak belirlenen bölümlerden sonra geriye kalan bölümün ise, hükümde olduğu gibi payları oranında tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmesi gerektiğine değinilmiş ve mahkemece fenni bilirkişi A.’dan ek rapor alındığı halde bilirkişinin ek raporu dikkate alınmaksızın hüküm kurulmuştur. Bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde (B) ile işaretli 2300 m²’lik bölümün fenni bilirkişi A’.nın 28.10.2003 tarihli ek raporunda (D) ile işaretli 292 m²’lik bölümü (C) ile işaretli 7875 m²’lik bölüm içinde kalmaktadır, geriye kalan 2008 m²’lik bölüm ise 7.6.1991 tarihli raporda (B) ile işaretli ve orman sayılmayan alan içinde kalmaktadır. Bu durumda (C) ile işaretli 7875 m²’lik kısma (B) kısmının orman sayılmayan alan içinde kaldığı tespit edilen 2008 m²’lik bölümün eklenerek 28.10.2003 tarihli ek raporda kırmızı taralı olarak gösterilen toplam 9883 m²’lik bölümün orman niteliği ile Hazine adına geriye kalan ve yeşil ile taralı olarak gösterilen 21017 m²’lik bölümün ise payları oranında tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar Orman Yönetimi ve Hazine’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.6.2004 günü oybirliği ile karar verildi.