Öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerin tamamının orman niteliğiyle hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında Muratdağı Köyü 113 ada 125 parsel sayılı 196298.28 m2 yüzölçümündeki taşınmaz palamutluk niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin ekli bilirkişi krokisinde ( D ) ile gösterilen 129697.44 m2 ve ( C ) ile gösterilen 34000 m2 bölümlerinin orman niteliğiyle, ( A ) ile gösterilen 13263.83 m2 ve ( B ) ile gösterilen 19757.25 m2 bölümlerinin tesbit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu 1969 yılında seri usulüne göre, Feslek Serisi ormanlarında yapılıp, Kuyucak Asliye Hukuk Mahkemesinin Hakem sıfatıyla verdiği 17.12.1984 gün ve 1983/337-323 sayılı kararı ile birlikte 14.12.1984 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılıp dava tarihinde kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece, kesinleşmiş orman kadastro tutanakları ile kesinleşmiş hakem kararı ve ekindeki krokisinin, eski tarihli memleket haritası hava fotoğrafı ve amenajman planı uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi rapor ve krokisiyle, çekişmeli taşınmazın öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu, 1969 orman kadastrosunda ( C ) ile gösterilen 34000 m2 bölümün orman olarak sınırlandırıldığı, diğer bölümlerinin orman sınırları dışında bırakıldığı, Kuyucak Asliye Hukuk Mahkemesinin Hakem sıfatıyla verdiği 17.12.1984 gün ve 1983/337-323 sayılı kararı ile çekişmeli parselin ( D ) ile gösterilen 129697.44 m2 bölümünün orman olarak sınırlandırıldığı, ( A ) ile gösterilen 13263.83 m2 ve ( B ) ile gösterilen 19757.25 m2 bölümlerinin ise orman sınırları dışında bırakıldığı, 3402 Sayılı Yasanın 4. madde hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında ise kesinleşmiş hakem kararının dikkate alınmadığının belirlendiği gerekçesiyle kesinleşmiş hakem kararına ve 1969 yılında belirlenen orman sınırına itibar edilerek karar verilmiştir. Ne var ki; 31.08.1956 tarihinde kabul edilip, 08.09.1956 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6831 Sayılı Yasanın 8/2 maddesi gereğince, mülki sınırlar gözetilmeden, devlet ormanlarının seri olarak sınırlandırılması olanağı varken, 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 8/3 maddesi gereğince, orman kadastrosunun belde veya köy sınırları esas alınmak suretiyle bu sınırlar dahilinde kalan bütün ormanları kapsayacak şekilde yapılacağı öngörülmüştür. Yörede 1969 yılında yapılan çalışmada idari sınırlar gözetilmeden, Feslek Serisi ormanları sınırlandırılmış, Orman Yönetiminin, Çubukdağ Belediyesi aleyhine açtığı orman kadastrosuna itiraz davası sonunda, Kuyucak Asliye Hukuk Mahkemesinin Hakem Sıfatıyla verdiği 17.12.1984 gün ve 1983/337-323 sayılı kararı ile bir kısım alan daha Feslek Serisi ormanlarına dahil edilmiştir. Kısaca, 1969 yılında yapılan çalışma ve bu çalışmaya itiraz sonucu verilen Hakem kararı Feslek Serisi ormanlarının sınırlarını belirlemeye yönelik olup, çekişmeli taşınmazın bulunduğu Muratdağı Köyü idari sınırları içindeki tüm ormanların sınırlandırılmasına ilişkin değildir. 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılan çalışma da kesinleşmediğinden, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, seri usulle yapılan orman kadastro haritası ve bu çalışmaya itiraz sonucu verilen hakem kararının ekindeki haritanın uygulanması ile çözümlenemez. Çekişmeli parselin orman sayılan yerlerden olup olmadığı, 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmelidir.
Diğer taraftan; çekişmeli taşınmazın Çubukdağı Belediyesi ile ilgisi olmadığı, taşınmaz Muratdağı Köyünde olduğuna göre, Orman Yönetiminin, Çubukdağı Belediyesi aleyhine açtığı dava sonunda verilip kesinleştirilen hakem kararı, davanın tarafları ve üçüncü kişiler yönünden kesin hüküm oluşturmadığı gibi, 3533 Sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri gereğince, hakemin ancak, tespit niteliğinde karar verebileceğine, 5519 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile 1515 Sayılı Yasaya eklenen Ek 1. maddesi gereğince tescile yargıç tarafından hükmedileceğine, orman kadastro sınırlarının belirlenmesine ilişkin hakem kararının, 6831 Sayılı Yasanın 1969 yılında da yürürlükte bulunan 11/3 maddesinin tahdidi kesinleşen ormanların tapu siciline tescil olunacağına ilişkin hükmü karşısında, bir çeşit tescil hükmü olduğuna göre, görevli olmayan hakemin belirlediği orman sınırları dikkate alınamaz.
Bu nedenlerle, öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu belirlenen çekişmeli parselin tamamının orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, eşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine, 17.03.2005 günü oybirliği ile karar verildi.