1. Anasayfa
  2. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2006/7817 K: 2006/10533 T.13.7.2006


Yasal düzenlemeler karşısında mera tahsis komisyonunun bir yeri mera olarak tahsis etmesi o yerin niteliğini değiştirmeyeceğinden, bu yer orman ise orman niteliğini kayıp etmiş sayılmayacaktır; bu nedenle taşınmazın bilirkişi krokisinde gösterilen ve  kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenen  bölümlerinin mera kaydının iptali ile orman niteliğiyle hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekir.

Taraflar arasındaki mera komisyon kararına itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlatılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:

Davacı Orman Yönetimi, 6.11.2000 tarihli dava dilekçesiyle davalı Hazine aleyhine açtığı davada, Osmangazi İlçesi- G… Köyü sınırları içinde kalan 4558 parsel sayılı taşınmazın, mera tahsis çalışmaları sırasında G… Köyüne tahsis edildiği, 4342 sayılı Mera Yasasına göre yapılan bu çalışmayla 1997 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırlarının aşılarak ormana tecavüz edildiği iddiasıyla mera tahsis kararının iptalini, 19.12.2005 tarihli dilekçeyle de taşınmazın orman sınırları içinde kalan bölümünün tespitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan yerlerin de 4342 sayılı Yasanın 28. maddesi gereğince mera olarak tahsis edilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşmiş orman kadastro sınırları içindeki takınmazın mera sicilindeki kaydının iptaline ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu G… Köyünde orman kadastrosu 1994 ila 1996 yıllarında yapılmış, 19.12.1996 tarihinde ilan edilerek 19.6.1997 tarihinde kesinleşmiştir.

G… Köyü 4058 parsel sayılı 108600 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 1988 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda mera olarak sınırlandırılmış, kadastro tespiti 4.4.1989 ila 3.5.1989 tarihleri arasında yapılan askı ilanından sonra itirazsız kesinleşerek mera özel siciline kayıt edilmiştir. Mahkemece, Kesinlenmiş orman kadastro tutanakları ve haritasının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin krokisinde (B) ile gösterilen 27073.35 m² bölümü ile (C) ile gösterilen 2558.50 m² bölümünün kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenip, Mera Yasasının 28. maddesi gereğince orman alanları içindeki meraların da tahsisinin yapılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçektende, Mera Yasasının 28. maddesi gereğince “Orman bölgelerindeki köy ve belediyelere tahsis edilen mera, yaylak ve kışlaklardan o köy veya belediye halkı, bu Kanun ve 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince konulan kayıtlara uymak şartı ile yararlanırlar.”

Aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince, “Orman Bakanlığı, orman içi, orman kenarı ve orman üst sınırı mera, yaylak, kışlak ve otlakların koruma, bakım ve ıslahı konusunda kanunlar ile verilen görevi yapmaya devam eder.” Mera Yasasının bu hükümleri ile çelişmeyen Orman Yasasının 19. maddesi gereğince, “Ormanlara her türlü hayvan sokulması yasaktır. Ancak, kuraklık gibi fevkalade haller nedeniyle hayvanlarının beslenmesinde güçlük çekildiği tespit edilen bölgeler halkına ait hayvanlar ile orman sınırları içerisinde bulunan köyler ve mülki hudutlarında Devlet ormanı bulunan köyler halkına ait hayvanların orman idaresince belirlenecek türlerine, tayin edilecek saha ve süreler dahilinde, ormanlara zarar vermeyecek şekilde otlatılmasına izin verilir.

Hayvan otlatılmasına izin verilecek sahaların ve hayvan türlerinin belirlenmesi ile otlatma zamanı ve süresinin tayinine ve ilgililere duyurulmasına ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir.

Yangın görmüş ormanlarla, gençleştirmeye ayrılmış veya ağaçlandırılma sahalarda hiç bir surette hayvan otlatılamaz.” Orman Yasasının “Otlak ve mera işleri” başlıklı IV. Bölümünün 20, 21 ve 22. maddelerinde; orman içi meralar, yaylak ve kışlaklardan otlaklardan ve sulama yerlerinden ne şekilde yararlanılacağı düzenlenmiştir.

Buna göre, Orman Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelik hükümlerine göre, Orman Bakanlığının yapacağı planlamalar ve izinler ile bu tür yerlerden yararlanmak olanağı mevcuttur. Anlatılan yasal düzenlemeler karşısında mera tahsis komisyonunun bir yeri mera olarak tahsis etmesi o yerin niteliğini değiştirmeyecek, bu yer orman ise orman niteliğini kayıp etmiş sayılmayacaktır. Mahkemenin, kesinleşmiş orman kadastro sınırları içindeki bir yerin de mera olarak tahsis edilebileceği şeklindeki gerekçesi yukarıda sözü edilen yasa hükümleri ile bağdaşmaz.

Diğer taraftan; dava dilekçesinde anlatılan maddi olay, ve Orman Yönetimince verilen 19.12.2005 tarihli dilekçe içeriği incelendiğinde, dava, aynı zamanda çekişmeli taşınmazın orman sınırları içinde kalan ve mera niteliğiyle özel siciline kayıt edilen bölümlerinin mera kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemini de içermektedir. Çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) ve (C) ile gösterilen bölümlerinin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlendiğine görE: Orman Yönetiminin bu bölümlere ilişkin davasının kabulüne ve bu bölümlerin mera kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.7.2006 günü oybirliği ile karar verildi.