1. Anasayfa
  2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/1457 K: 1990/8570 T: 30.10.1990


Dava konusu kaynak suyunun MERAdan çıktığı belirlendiğine göre genel sulardan sayılacağı kuşkusuzdur. Genel sulardan herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.

Dava dilekçesinde suya vaki el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece, davacı Yeni çubuk Belediyesi’nin davasının reddi ve müdahil davacıların davasının davalılardan Metin yönünden kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı Metin tarafından istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip gereği düşünüldü:

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebepleri ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, dava konusu kaynak suyunun MERAdan çıktığı belirlenmiş bulunmakla genel sulardan sayılacağı kuşkusuzdur.

Genel sulardan ise herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.

Söz konusu sudan (meranın sulanması ve hayvanların içmesi şeklinde) davacı tarafın öncelikli yararlanma hakkı bulunduğu ve temyiz eden davalının bir kısmını alıp kendi petrol istasyonuna götürmek suretiyle bu suya el atması olayının ise yeni olduğu hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Bu duruma göre, uzman bilirkişi veya bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılmak, öncelikle davaya konu suyun debisinin ölçülmesi ve davacı tarafın belirtilen şekildeki (hayvan ve mera sulamasına ilişkin olarak) kullanımı itibariyle ihtiyaç duyduğu su miktarının kesin olarak saptanması ve bu miktarlar gözetilerek davacı tarafın ihtiyacından arta kalan bir su bulunduğu takdirde bundan, temyiz eden davalının özellikle kış aylarında yararlanabileceği göz önünde tutularak hüküm kurulması gerekir.

O halde, belirtildiği gibi işlem ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi icap ederken, bu yönlerden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Bu itibarla, yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428.maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre 24.800 lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine ve peşin ödenen temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.