Davalının kadastro tespitinde yapılan yanlışlığın düzeltilmesi için girişimde bulunup bulunmadığı saptanarak, ancak öğrenme veya düzeltme talebi varsa sonuçlandığı tarihten sonrası için iyiniyetli kullanımı sona ereceğinden buna göre ecrimisile hükmetmek gerekirken, iyiniyetli kullanım savunmasının değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir.
Dava dilekçesinde el atmanın önlenmesi, 3.000.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, S. Köyü 55 Parsel sayılı annesi (murisi) adına tapuya kayıtlı taşınmazı uzun süredir kullanan davalının müdahalesinin men’i ile 5 yıl için 3.000.000.000 lira ecrimisilin faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, babası adına tapuda kayıtlı taşınmazı 50 yıldır kullandığını, ancak 1967 yılında imar şuyulandırması esnasında araziler kaydırılarak hatalı tespit yapıldığı için davacının annesi adına tescil edildiğini, iyiniyetli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, el atmanın önlenmesi talebinin kabulü, ecrimisil talebinin kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ecrimisil; kötü niyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminattır. Tazminata hükmedilebilmesi için davacının kötüniyetli işgali ve işgal süresini ispat etmesi gerekir. Dosyada mevcut tapu kayıtlarına göre; 54 parsel davalının babası Yusuf Eser, 55 parsel ise davacının annesi A. adına 1967 yılında tapulama da tescil edilmiştir.
Keşfen saptadığı üzere davalının kullanımındaki taşınmaz 55 Parsel olarak davacının annesi adına tespit edilmiştir. Ancak, duruşmada dinlenen davalı tanıkları, davalının 40 yıldır aynı yeri kullandığını, davacının annesine ait tarlanın ise 40-50 yıldır boş duran daha gerideki tarla olduğunu, kadastro tespiti esnasında arazilerin kaydırılarak tespit edildiğini beyan etmişlerdir.
O halde tanıklar taşınmaz başında dinlenerek, savunma ve tanık beyanları üzerinde durulmak suretiyle davalının eski tapuya dayanarak kullandığı yerin kadastro tespitinde davacının annesi A. adına tescil edildiğini davalının hangi tarihte öğrendiği bunun üzerine yanlışlığın düzeltilmesi için girişimde bulunup bulunmadığı saptanarak, ancak öğrenme veya düzeltme talebi varsa sonuçlandığı tarihten sonrası için iyiniyetli kullanımı sona ereceğinden buna göre ecrimisile hükmetmek gerekirken, iyiniyetli kullanım savunmasının değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; 17.1.2002 tarihinden geriye doğru 5 yıllık ecrimisil talep edildiği halde, talep aşılmak suretiyle ürün bedeli üzerinden değerlendirme ile 2002 yılı için de buğday ekildiğinin kabulü ile 2002 yılı için 1.008.000.000 lira ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK:nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 8.4.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.