Mera Kanunu’nun 3. maddesinde; otlak; “mera ile aynı niteliklere sahip yerlerdir” diye tanımlanmış olup özel mülkiyete konu edilemez, zamanaşımı ile iktisap olunamaz.
Dava dilekçesinde 1.113.065.094 lira alacağın (bedele istihkak) masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı BOTAŞ yönünden reddi, davalı Ç… Köyü tüzel kişiliği yönünden kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı Ç…. Köyü tüzel kişiliğince temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, Botaş tarafından kamulaştırılan yere ilişkin kamulaştırma bedelini, davalı köy tüzel kişiliğinin aldığını, oysa kamulaştırılan yerin hak sahibinin kendisi olduğunu, bu nedenle davalı tarafından alınan 1.113.065.094 TL kamulaştırma bedelinin Botaş ve davalı köy tüzel kişiliğinden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, dava konusu yerin köy tüzel kişiliğine ait olduğu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davalı beyanından, taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait otlakiye olup, tapusu ve vergi kaydı bulunmadığı, özel mülkiyete konu yerlerden olduğu ve 1978 yılında köy tüzel kişiliğinin zilyetliği fiili olarak şahıslara devrettiği, taşınmazın bu tarihten beri davacı tarafından kullanıldığı kamulaştırma bedelini ise davalının aldığı gerekçe gösterilerek davanın (köy tüzel kişiliği hakkında) kabulüne, Botaş yönünden reddine karar verilmiştir.
Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi, dava konusu yerin “köy merası” olduğunu, davalı köy muhtarı ise köy merası değil “hayvan otlakiyesi” olarak kullanılmakta iken, 1980-1981 yıllarında o zamanın muhtarının yer göstermesi ile şahıslara verildiğini beyan etmişlerdir.
Mera Kanunu 3. maddesinde; otlak; “mera ile aynı niteliklere sahip yerlerdir” diye tanımlanmıştır. Bu nedenle özel mülkiyete konu edilemez, zamanaşımı ile iktisap edilemez.
Mahkemece nizalı gayrimenkulün yukarıda belirtilen hukuki durumu gözönünde bulundurulmadan, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.