Kadastro tespitine itiraz ederek mülkiyeti devralan ancak bu hususun kesinleşmesi tarihinden itibaren ecrimisil isteyebilir.
Dava dilekçesinde 2478 kg. kabuklu fıstığın aynen iadesi, bu mümkün olmazsa değerinin dava tarihinden geçerli olacak yasal faizi ve tespit masraflarıyla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, dava dilekçesinde, davalı ile ortak miras bırakanlarından intikal eden İbrahimşehir Köyündeki tapulu arazilerin tamamının davalı elinde olduğunu, kendisinin bu arazilerden yararlanmadığını beyan ederek, 2003 yılına ait bu taşınmazlardaki kendi hissesinin karşılığı olan 2.478 kg.kuru kırmızı kabuklu Antepfıstığının aynen iadesi, değilse değerinin (7.735.000.000 TL) dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili, dava konusu parsellerden 1249, 93 ve 916 nolu parsellerin kadastro mahkemesinde davası bulunduğunu, sonucunun beklenmesini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava kısmen kabul edilerek; 91, 553, 560, 790, 1247 ve 1248 parsel nolu taşınmazlardaki davacı hissesine isabet eden 1879 kg. Antepfıstığının aynen iadesine, aynen iade gerçekleştirilemez ise, 8.536.00-YTL.nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu 916, 93 ve 1249 parsel nolu taşınmazlar hakkındaki dava ise, bu taşınmazların Nizip Kadastro mahkemesinde davalı olduğu, mülkiyet sütununun oluşmadığı, malikin hazine olduğunun tespit edilmesi halinde, davalının mükerrer ödeme yapmak zorunda kalacağı gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.
Ecrimisil, iyiniyetli zilyedin kötüniyetli zilyetten isteyebileceği tazminat olup, taşınmazın tapu sicili oluşmadan da ecrimisil istenebilir. Kaldı ki, kadastro tespitine itiraz ederek mülkiyeti devralan ancak bu hususun kesinleşmesi tarihinden itibaren ecrimisil isteyebileceğinden, bu davada 916, 93 ve 1249 parsellere ilişkin ecrimisil talebinin de değerlendirilmesi gerekirken, bu parsellere ilişkin red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak davada 7.735.000.000 liranın davalıdan tahsili istenildiği halde, mahkemece talep aşılmak suretiyle 8.536.000.000 liranın davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK:nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.