Ecrimisil; kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminattır. Davalı, (kendi seviyesinde yapacağı bir araştırma ile) dava konusu yerin gerçekte kendi tapusu içinde kaldığı kanısı ile tasarrufu halinde iyi niyetli sayılır.
Dava dilekçesinde 309.600.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, davacıya ait tapulu taşınmazı işgal eden davalıdan beş yıllık ecrimisilin tahsili istenilmiş, davalı taraf kendine ait tapulu yerini (1966 tarih 150 no’lu) kullandığından davanın reddini savunmuş olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında; davalının tarla olarak kullandığı yerin bir kısmı TCDD istimlak alanı içinde kaldığı belirtilmiş ve yapılan ecrimisil hesaplamasına göre dava kabul edilmiştir.
Dava konusu yerde, bir kamulaştırma olmadığı, kadastro çalışmaları yapılmadığı, bu nedenle parsel numarası bulunmadığı, taraflara ait tapuların eski tarihli olduğu anlaşılmaktadır.
27.1.2003 tarihli İl idare Kurulu Kararında taraflara ait tapu kayıtlarının çakıştığı ve davalının tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden ötürü uyuşmazlığın 3091 sayılı yasa kapsamına göre çözümlenemeyeceği belirtilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, taraflara ait tapu kayıtlarının uygulaması yapılmamıştır. Dava konusu yerin, hangi tarafa ait tapu kaydı kapsamında kaldığı, tecavüz olup olmadığı var ise miktarı denetime esas olacak şekilde ortaya konulmamıştır.
Ecrimisil; kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminattır. Davalı, (kendi seviyesinde yapacağı bir araştırma ile) dava konusu yerin gerçekte kendi tapusu içinde kaldığı kanısı ile tasarrufu halinde iyi niyetli sayılır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlarla ilgili araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK:nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 3.1.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.