Medeni Kanun madde 600 uyarınca muayyen mal vasiyetinde vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir. Medeni Kanunun 600. maddesi, muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atanmasını kapsamaz. Mirasçı atanan kişi mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanır.
Taraflar arasında görülen vasiyettin iptali, tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar (K:davalılar) vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar (K:davalılar) vekili Av.İ..E. A..geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı (K:davacı) asil H.. Y.. ile vekili Av.R..Ş.. geldi. Gelen asil ve vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacılar (karşılık davalılar) vekili dilekçesinde, müvekkilleri olan davacıların murisin yeğenleri ve yasal mirasçıları, davalının ise murisin bakıcısı olduğunu, murisin davalı lehine resmi bir vasiyetname düzenlendiğini, ancak murisin vasiyetnameyi yaparken fiil ehliyetinin bulunmadığını, vasiyeti müzayaka halinde iken yaptığını ve vasiyetnamenin yasal şekil şartlarını taşımadığını beyan ederek, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı (karşılık davacı ise), vasiyetnamenin geçerli olduğunu beyan ederek, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; asıl davanın reddine, karşılık davanın ise kabulüne ve vasiyetnamenin tenfizine karar verilmiş, hüküm davacılar (karşılık davalılar) tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu vasiyetnamenin, muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp, mirasçı atamasına ilişkin olduğu görülmektedir.(TMK: md. 516).
Medeni Kanun madde 600 uyarınca muayyen mal vasiyetinde vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir. Uygulamada bu dava vasiyetin tenfizi davası olarak anılmaktadır.
Medeni Kanunun 600. maddesi, muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atanmasını kapsamaz (Nitekim değişiklik öncesi medeni kanun 541 metninde “kendisine muyyen bir şey vasiyet edilen kimse” ifadesi kullanılmaktadır). Atanmış mirasçılarda ise miras, mirasbırakanın ölümü ile kazanılır (TMK: md.599/3).
Mirasçı atanan kişi mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanır. Bu durumda, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, atanmış mirasçı adına tescili için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasına, dolayısıyla mahkeme hükmüne ihtiyaç yoktur. Atanmış mirasçıya, buna ilişkin mirasçılık belgesi verilmesi (TMK: md.598/2) yeterli olup, bu nitelikteki belge ile ayni hakların bu kişi adına tapuda (resmi senet düzenlenmeksizin)tescili mümkündür (Tapu Sicili Tüzüğü md.21/a).
Yukarıda açıklandığı üzere davacı, TMK 598/2 uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilamı alarak aynı sonuca ulaşabilecektir.
O halde, mahkemece; karşı davanın, hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile karşı davanın kabulüne ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK:nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.