1. Anasayfa
  2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2014/15265 K: 2015/9073


Medeni Kanunda, ölüme bağlı tasarrufların iptali sebepleri sınırlı (tahdidi) olarak belirtilmiştir. Dava konusu vasiyetnamenin iptali talebine ilişkin, maddedeki iptal sebepleri gerçekleşmediğinden, mahkemece; vasiyetnamenin iptali talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak, dava konusu vasiyetnamenin davacı torunları yönünden tenkisi talep edildiğine göre, mahkemece; tenkis yönünden inceleme yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma talepli temyiz edilmesi üzerine; HUMK’nun 438. maddesindeki koşullar oluşmadığından duruşma talebinin reddine karar verildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

YARGITAY KARARI Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların ortak murisi M.. K:.tarafından düzenlenen 30.11.2006 tarihli vasiyetname ile davalıya mal varlığını vasiyet ettiğini, murisin okuma yazma bilmesine rağmen bilmiyor gibi vasiyetname düzenlendiğini, murisin ayırt etme gücüne sahip olmadığını belirterek, 30.11.2006 tarihli vasiyetnamenin iptaline, olmadığında davacı torunlarının saklı paylarının tenkisini talep etmiştir.

Davalı vekili cevabında; davacıların muris ile ilgilenmediğini, vasiyetnamenin yasaya uygun olduğunu beyan etmiştir.

Mahkemece; murisin fiil ehliyeti olduğundan bahisle, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.

Dosya kapsamından, davacılar ile davalının ortak murisi M.. K:.tarafından 30.11.2006 tarihinde düzenlenen vasiyetname ile diğer mirasçı çocuklarının saklı payları hariç olmak üzere tüm mal varlığını davalı oğluna bıraktığı, murisin okuma yazması olduğu ve vasiyetnamenin de buna uygun düzenlendiği, Adli Tıp Kurumu raporuna göre muris M.. K:.’ın 30.11.2006 işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun açıklandığı, vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesi’nce 20.10.2011 tarihli kararı ile okunduğu, bu davanın ise 29.03.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Davada, vasiyetnamenin iptali, olmadığında davacı torunlarının saklı paylarının tenkisi talep edilmektedir.

TMK’nın 557. maddesinde, ölüme bağlı tasarrufların iptali sebepleri sınırlı (tahdidi) olarak belirtilmiştir. Dava konusu vasiyetnamenin iptali talebine ilişkin, maddedeki iptal sebepleri gerçekleşmediğinden, mahkemece; vasiyetnamenin iptali talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, dava konusu vasiyetnamenin davacı torunları yönünden tenkisi talep edildiğine göre, mahkemece; tenkis yönünden inceleme yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Tenkis davası, TMK’nın 560-562. maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle, tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. Tenkis, saklı payın yaptırımıdır ve saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır. (TMK md. 570)

Bu durumda, mahkemece; tenkis talebi hakkında inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK:nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.