Vasiyetname iptal edilinceye kadar geçerli beyanlardan olduğu mirasbırakanın düzenlediği vasiyetname, dava açılıp iptal edilmedikçe hakim tenfiz davasından kendiliğinden vasiyetnameyi geçersiz sayamayacağı, iptal sebeplerinin tenfiz davasında tartışılamayacağı
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili dilekçesinde; tarafların müşterek murisi tarafından, 01.01.1999 tarihinde kanser hastalığını öğrendiğinde el yazısı ile vasiyetname düzenlendiğini, tarafların taşınmaz mallar dışında kalan para ve eşyalar hakkında bu vasiyetnameyi uyguladığını, davalının davacılara vasiyet edilen taşınmazlarla ilgili olarak taksim sözleşmesi yapılmasına ikna edilemediğini ve ortaklığın giderilmesi davası olarak, satışını istediğini belirterek, vasiyetnamenin tenfizi ile davacılara vasiyet edilen taşınmazların adlarına tescilini talep etmiştir. Davalı cevabında, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın vasiyetnamenin tenfizine ilişkin olduğu ve ön şart olarak usulüne uygun ve şekil şartlarına uygun düzenlenmiş bir vasiyetnamenin bulunmasının zorunlu olduğu, ibraz edilen ve vasiyetname olduğu bildirilen belge örneği ile 11.Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp okunan belgenin incelenmesinde; T MK 538.maddesinde düzenlenen el yazılı vasiyetnamenin şekil şartlarını içermediği, sadece “sene 1999 1. ay” yazıldığı, ayrıca altında imza bulunmadığı, vasiyetname olarak düzenlendiğini gösterir ibarenin bulunmadığı, bu nedenle geçerli bir vasiyetname olarak kabul edilemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.
Davada, vasiyetnamenin tenfizi istenilmektedir. Vasiyetname, kanunun gösterdiği şekil şartlarına aykırı düzenlense bile, iptal edilmedikçe hüküm ifade eder. Dava konusu vasiyetname, iş bu davada mahkemece verilen Sulh Hukuk Mahkemesinde açılıp karara bağlanan davada açılıp okunmuştur. Bu dava mahkemece kesinleştirilmemiş olmakla birlikte, vasiyetname duruşma gününü bildirir, tebligatla birlikte davalıya tebliğ edilmiş olup, (28.02.2012 tarihinde) mahkemece 24.01.2013 tarihinde davalıya okunmamış, “iptal davası açmaya gerek görmediği, geçerli olduğunu da düşünmediğini” beyan etmiş, iptal davası da açılmamıştır.
Bu durumda, vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesinde açılıp okunduğu ve itiraza uğramadığı, süresi içinde iptal davası açılıp açılmadığı anlaşılmakla (TMK 539.md.uyarınca iptal talepleri hükümsüzlük def’i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.) vasiyetnamenin iptal edilinceye kadar geçerli beyanlardan olduğu mirasbırakanın düzenlediği vasiyetname, dava açılıp iptal edilmedikçe hakim tenfiz davasından kendiliğinden vasiyetnameyi geçersiz sayamayacağı, iptal sebeplerinin tenfiz davasında tartışılamayacağı gözönüne alınmak suretiyle, tenfiz talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK:nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.