4342 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin son fıkrasında “… Umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydalanılmasında mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı… ” belirtilmiş olmakla zarar kapsamı belirlenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gereklidir.
Davacı Hazine vekili avukat … … tarafından, davalı … … aleyhine 24.5.2002 gününde verilen dilekçe ile davalı tarafından bozulan meranın eski hale getirilmesi için gerekli masrafların tahsilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 9.11.2004 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, 4342 sayılı Yasa’nın 4. maddesi uyarınca mera vasfı bozulan taşınmazın eski haline getirilmesi için gereken masrafların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece tapulama tutanağının beyanlar hanesine göre, dava konusu taşınmazın kök tapu kaydının tarla olduğunun anlaşıldığı, taşınmazın kadimden beri mera niteliği taşımadığı, bu yerin davanın açıldığı tarihte henüz mera olarak tahsis edilmemiş olduğu, davanın açılmasından sonra alınan mera tahsis kararının ise kesinleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz, çayır vasfı ile davacı Hazine adına tapuya kayıtlıdır ve bu davanın açılmasından sonra mera tahsis komisyonu kararı ile mera olarak tahsis edilmiştir. Davalı bu taşınmazı kullanmış ve karşılığında mal müdürlüğüne ecrimisil bedelini ödemiştir.
Ancak tüm dosya kapsamının incelenmesinden davalının bu taşınmazı mera olarak kullanmadığı, sürerek ekim yaptığı ve üzerinde sera kurduğu anlaşılmaktadır. Davalı bu taşınmazı, tabii özelliğini ve mera vasfını bozarak kullanmıştır. 4342 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin son fıkrasında “… umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydalanılmasında mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı… ” belirtilmiştir. Şu durumda mahkemece zarar kapsamı belirlenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gereklidir. Mahkemece yukarıda açıklanan bu yönler gözetilmeksizin yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 1.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.