Arsalarda emsal karşılaştırması yapılırken, taşınmazların iş merkezi, resmi daire, çarşı vs. gibi önem taşıyan yerlere uzaklıkları tartışılarak değer biçilmeli, ayrıca emsal alınan taşınmaz imar parseli ise, bulunan değerden % 35 imar düzenleme ortaklık payı düşülmelidir. Kamulaştırılan taşınmaz hakkında davalı İdare adına değil, Hazine adına tescil kararı verilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız elatılan yer bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR: Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1- Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaza değer biçilirken somut emsal olarak alınan taşınmazlardan 1.9.1992 tarihli satışın değerlendirme tarihindeki metrekare karşılığı 994.000 lira, 13.8.1991 tarihli satışın 2.088.000 lira, 24.6.1996 tarihli satışın ise 4.600.000 liradır.
24.6.1996 tarihli satış dava tarihinden bir gün önce yapılmıştır. Bu satış açıklanan yönüyle inandırıcı görülmemiştir. Diğer satışlara ilişkin taşınmazlara ise dava konusu taşınmazdan eksik yönlerinin neler olduğu açıklanmadan dava konusu taşınmaza genel deyimlerle yüksek değer biçilmesi doğru değildir. Yeniden keşif yapılarak oluşturulacak bilirkişi kurulundan taşınmazın değerine etkili olan resmi binalara yakınlık, çarşı ve işyerine yakınlık gibi unsurlar gözönünde bulundurulmak suretiyle değer biçilmesi için rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Değerlendirmede esas alınan taşınmazlar küçük yüzölçümlü imar parselidir. Dava konusu taşınmaz kadastro parselidir. Emsal karşılaştırması sonucu biçilen değerden % 35 düzenleme ortaklık payı düşülmeden fazla değer biçilmesi,
3- 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu’na göre taşınmazın Hazine adına tescili gerekirken davalı idare adına tesciline karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı idare vekilinin temyiz itirazı yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK:’nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 6.11.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.