Yasaya uygun olarak hazırlanan her iki bilirkişi raporunda yer alan bir çelişki sonucu, mahkemece üçüncü keşif yapılmasına karar verildiği takdirde davacı taraf kesin mehil süresi içinde keşif için gerekli giderleri yatırmazsa, bu durum keşiften kaçındığı anlamını taşır ve aleyhinde olan az değer biçen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulur.
Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, kamulaştırma bedelinin artırılmasına dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı İdare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
K: Mahkemece iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan raporlar yasa hükümlerine uygundur. Esasen bilirkişi raporlarının yasaya uygun olmadığı konusunda mahkemenin bir kabulü de mevcut olmayıp, sadece çelişki bulunduğundan, üçüncü keşfin yapılmasına karar verilmiş, davacı tarafça üçüncü kez keşif için gereken giderler yatırılmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Kesin mehil sonucunda kendisine görev verilen taraf kesin mehil muhtevasını yerine getirmezse, o işlemi yaptırmaktan vazgeçtiği kabul olunur.
Olayımızda; yapılan her iki keşif de geçerli olup, davacı tarafından keşif masrafının yatırılmamış olunması telif edici üçüncü keşfin yapılmasından sarfınazar edildiği anlamına gelir ve bunun sonucunda da davacının aleyhinde olan az değer biçen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan nedenle, kesin mehil muhtevasının yerine getirilmediğinden bahisle iddianın ispat edilmediğinin kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK: nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 26.6.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.