1. Anasayfa
  2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2003/8667 K: 2003/10871 T: 2.10.2003


Sit alanı olması nedeniyle kesin inşaat yasağı getirilmiş taşınmaz malların maliklerine, sit alanında kalan malın bedeli olarak bir belge (sertifika) verilmektedir. Sertifikalar, Hazinece yapılan taşınmaz mal satışlarında ödeme aracı olarak kullanılabileceğinden, paraya çevrilip tahsili mümkün değildir.

DAVA: Taraflar arasındaki 2863 ve 4706 sayılı Kanunlara göre taşınmazın sit alanı olması nedeniyle düzenlenen sertifika bedelinin artırılması ve tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: K: Dava, sertifika bedelinin artırılması ve tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

4706 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 15. maddesi uyarınca, sit alanı olması nedeniyle kesin inşaat yasağı getirilmiş taşınmaz malların maliklerine, sit alanında kalan malın bedeli olarak bir belge (sertifika) verilmektedir. Sertifikalar, Hazinece yapılan taşınmaz mal satışlarında ödeme aracı olarak kullanılabileceğinden, paraya çevrilip tahsili mümkün değildir. Bu yönden, davanın reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğrudur.

Ancak; İdarece takdir olunan sertifika bedelinin artırılması için dava açılabilir. Bu davalarda da 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır.

Öncelikle; dava konusu taşınmazın, sertifikanın düzenlenme tarihi olan 21.01.2002 gününde arsa vasfında mı? yoksa arazi niteliğinde mi? olduğu belirlenmeli ve Kamulaştırma Kanununun 11. maddesindeki esaslar dairesinde 15. madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulunca, arsa vasfında ise; 21.01.2002 tarihinden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre, arazi niteliğinde ise; olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak sertifika değerinin belirlenmesi gerekirken, bu konularda hiçbir işlem ve araştırma yapılmadan eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 02.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. T: C.

Yorumlar (1)

    Bir yanıt yazın