Taşınmaz üzerindeki yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesi doğru olduğu gibi, tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, karar verilmesi de doğrudur.
Diğer taraftan her iki taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde, yargılama giderleri ile maktu harcın davacı İdareye yükletilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
DAVA: Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: K: Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
Taşınmaz üzerindeki yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesi doğru olduğu gibi, tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, karar verilmesi de doğrudur.
Diğer taraftan her iki taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde, yargılama giderleri ile maktu harcın davacı İdareye yükletilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), peşin alınan temyiz harcının Hazine’ye irad kaydedilmesine ve yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 17.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi