1. Anasayfa
  2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2010/22209 K: 2011/7974 T: 5.5.2011


Dava, imar uygulaması sebebiyle bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 31. maddesinde yasak işlemler sayılmış olup, belirtilen temlik işlemi, mahkemenin kabulün de olduğu gibi bu yasaklara girmekte ise de; müeyyidesi dava açamamak olmayıp aynı yasanın 33. maddesi uyarınca cezai sorumluluğu gerektirir. Bedel arttırım davasında işin esasına girilerek hüküm kurulması ve yasak işlemi yapan avukat hakkında da adli ve idari yönden suç duyurusunda bulunulması gerekir.

DAVA: Taraflar arasındaki imar uygulaması sebebiyle bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarda gün ve sayıları yazılı hükümün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

K: Dava, imar uygulaması sebebiyle bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir.

Mahkemece takdir edilen ipotek bedelini, avukat olan davacının temlik almasının, 2942 Sayılı Kanununun 31. maddesinde yazılı yasak işlerden olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Yapılan incelemede; temlik eden G. B.’in 17.8.2009 tarihli sözleşme ile muris payına takdir edilen ipotek karşılığını 20.000,00-TL bedel ile avukat olan davacı M. K.’a temlik ettiği ve M. K.’ın daha sonra vekil tutmak suretiyle iş bu bedel artırım davasını açtığı anlaşılmıştır.

2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 31. maddesinde yasak işlemler sayılmış olup, yukarda belirtilen temlik işlemi, mahkemenin kabulün de olduğu gibi bu yasaklara girmekte ise de; müeyyidesi dava açamamak olmayıp aynı yasanın 33. maddesi uyarınca cezai sorumluluğu gerektirir.

Bu sebeple bedel arttırım davasında işin esasına girilerek hüküm kurulması ve yasak işlemi yapan avukat hakkında da adli ve idari yönden suç duyurusunda bulunulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi. Doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükümün açıklanan sebeplerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 5.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.