Şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz mal 2886 sayılı Yasanın 45. maddesi uyarınca, açık teklif sureti ile ihaleye çıkarıldığı ve yapılan ihale sonunda payın davalıda ihale suretiyle kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda şufa hakkının kullanılması için satışın öğrenilmesi yeterlidir.
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yazılı şufa davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, şufalı payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin olup, mahkeme davayı süre yönünden red etmiştir. Hüküm, davacı tarafca temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; Maliye Hazinesine ait olan payın 9.11.1993 tarihinde davalıya satıldığını öğrendiklerini, 10.11.1993 tarihinde süresinde işbu davayı açarak şufalı payın iptalini müvekkili adına tescilini talep etmiş, mahkeme ilk ilan tarihinden itibaren bir aylık yasal sürede davanın açılmadığını gerekçe göstererek davayı süre yönünden red etmiştir.
Şuf’alı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz mal, 13.10.1993 tarihinde 2886 sayılı Yasanın 45. maddesi uyarınca, açık teklif usulü ile ihaleye çıkarıldığı ve yapılan ihale sonunda payın davalıda ihale sureti ile kaldığı anlaşılmaktadır. BK: nun 225. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, ihtiyari ve aleni muzayedeleri de satış akti satıcının ihalesi ile vücut bulur. Bu surette tekammül eden ihaleninde resmi memur huzurunda yapılan satış akti yerine kaim olması icap eder ve böylece tekemmül eden satış aktine muttali olduğu tarihten itibaren bir ay içerisinde şufa hakkının kullanma selahiyeti doğar. İhtiyari satış mahiyetlerinden dolayı MK: nun 658 ve 659. maddelerinde yazılı hükümlerin bu olaylarada uygulama kabileyeti vardır. Bu durumda şufa hakkının kullanılması için satışın öğrenilmesi yeterlidir. Dava, ihale tarihi olan 13.10.1993 ve tapuya tescil tarihi olan 9.11.1993 tarihleri nazara alındığında bir aylık hak düşürücü süre içinde, 10.11.1993 tarihinde süresinde açılmıştır. İşin esası incelenmek sureti ile bir karar vermek gerekirken bir aylık hak düşürücü sürenin geçirildiğinden bahisle davanın reddi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK: nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.4.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.