1. Anasayfa
  2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2002/2802 K: 2002/2985 T: 02.05.2002


Özet: İhtiyaç nedeniyle tahliye davasının, kira akdinin hitamını takip eden 1 ay içinde açılması gerekir. Bu süre içinde veya daha önce tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse dava açına hakkı, bildirimi takip eden dönem sonuna kadar saklı tutulmuş olur.

6570 sayılı Yasasının 7/b-c-ç maddelerine dayanan tahliye davasının anılan yasa maddeleriyle İc.İf.K.272. maddesinin kıyasen uygulanması ve yerleşmiş içtihatlar uyarınca kira akdinin hitamını takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bir aylık dava açma süresi içinde tahliye iradesi kiracıya bildirilmişse bu irade açıklaması süreyi koruyacağından bu bildirimi takip eden dönemin sonuna kadar dava açma hakkı saklı tutulmuş sayılır. Bu gibi durumlarda aktin başlangıcı olan ayın kirasının itirazı kayıtlı alınıp alınmaması önemli değildir. Bu cihet kamu düzenine ilişkin olduğu için davalı tarafça ileri sürülme şartı aranmaksızın mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.

Davanın süresinde açılıp açılmadığının tesbiti için öncelikle aktin başlangıcının, süresinin, böylece sona eriş tarihinin bilinmesi icabeder. Davacının bu tarihleri bildirmesi gerekir. Davalı karşı çıkarsa bu cihetin bir hadise olarak çözümlenmesi, bu konuda tanık dahil taraf delilerinin toplanması gerekir.

Sözleşmede tahliye isteği halinde belirli bir süre önce kiracıya bu isteğin ihbar edilmesi şart koşulmuşsa ona uyulmak gerekir. Bu ihbarın yazılı yapılması öngörülmemişse sözlü yapılmasında mümkündür. Ancak davacının bunu ispat etmesi icapeder.

Olayımızda: Taraflar arasındaki ilk kira sözleşmesi 15.5.1992 başlangıç tarihli 1 yıl ise de son sözleşme 1.11.1998 başlangıç tarihi ve 1 yıl süreli olarak yapılmıştır. Dava açıldığı yıla nazaran son kira sözleşmesi 6570 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince yıldan yıla yenilenerek 30.10.2000 tarihinde sona erdiğinden 12.6.2001 tarihinde açılan dava süresinde değildir. Her ne kadar ihtiyaç iradesini bildirir ihtar 24.4.2001 tarihinde davalıya tebliğ edilmişse de bu dönem için süre koruyucu olmadığından, süre yönünden davanın reddine karar vermek gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.