1. Anasayfa
  2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2009/12830 K: 2010/2855 T: 16.03.2010


Özet: İhtiyaç nedeniyle açılmış tahliye davasının ret edilmesi ve bu kararın kesinleşmesi, yeni ihtiyacın önceki davadaki ihtiyaç sebebinden başka olması ya da önceki davanın reddinden sonra koşullarda değişme olması halinde yeni bir davanın açılmasına engel oluşturmaz.

Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir tahliye davası sonucu verilen hüküm, diğer bir dava için kesin hüküm anlamını taşır. Ancak ihtiyaç nedeniyle açılmış tahliye davasının ret edilmesi ve bu kararın kesinleşmesi, yeni ihtiyacın önceki davadaki ihtiyaç sebebinden başka olması ya da önceki davanın reddinden sonra koşullarda değişme olması halinde yeni bir davanın açılmasına engel oluşturmaz. Red ile sonuçlanan önceki davada ihtiyaçlının kiralananda nalburiye işi yapacağı belirtilmiş iken, işbu davada mobilya aksesuarı ve kapı kolları satış işi yapılacağı ileri sürülmüştür. Davada artık yeni bir ihtiyaç sebebine dayanıldığından kesin hükmün varlığından söz edilemez. Bu durumda mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken kesin hüküm nedeniyle davanın ret edilmesi hatalıdır.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık, iş yeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda 15.3.1999 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, müvekkilesinin eşi Süleyman Süleyman’ın halen kirada mobilya imalat-tamirat işleri yaptığını, ancak gerek yaşlanması, gerek imalat sırasında çıkan gürültülerden dolayı rahatsız olan diğer kat maliklerinin baskılarından dolayı bu işi bırakıp kiralananda mobilya aksesuarı ve kapı kolları satış işini yapmak istediğini, daha önce işyeri ihtiyacı nedeniyle davalı hakkında tahliye davası açılmış ise de yapılacak iş sehven nalburiye olarak belirtildiğinden ve keşfen kiralananın yapılacak işe uygun olmadığı saptandığından o davanın ret edilip kesinleştiğini, ayrıca yine o davada kiralananda kapı kolu, hırdavat satış işi yapılabileceği anlaşıldığından bu davanın açıldığını belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı, kiralananda 15.3.1990 tarihinden beri kiracı olduğunu, bu zamana kadar kira paralarını düzenli şekilde ödediğini, bazı yıllarda kira parasını düşük bulan davacının ihtarname göndererek bu yere ihtiyacı olduğunu ileri sürdüğünü, ancak kira parasının artırılması üzerine dava açmaktan vazgeçtiğini, davacının ihtiyaçlı eşinin halen mobilya imalat işini sürdürdüğünü, daha önce açılan dava da ret edilmiş olduğundan yeni bir dava açamayacağını, ihtiyacın samimi olmadığını, otuz-kırk yıldır mobilya imalatı yapan bir esnafın oturmuş işini bozarak bilmediği bir işe dönmesinin kabul edilemeyeceğini, kiralananın yapılacak işe de uygun olmadığını belirterek, davanın reddine karar vermesini savunmuştur.

Kesin hüküm bir dava şartı olup kamu düzenine ilişkindir. Buna göre bir dava karara bağlanıp verilen hüküm kesinleştikten sonra aynı taraflar arasında, aynı konuda aynı hukuki sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Açılması halinde ikinci dava kesin hüküm nedeniyle esas girilmeden dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir. Bir başka deyişle bir davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın kesin bir hükümle çözülmüş olması halinde mahkemece yeniden inceleme konusu yapılmaz. Kesin hükümden söz edebilmek için biri kesinleşmiş tarafları, konusu ve sebebi aynı olan iki davanın varlığı gerekir.

Olayımıza gelince: davada dayanılan ve hükme esas alınan 15.3.1999 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiracılık ilişkisinin devamı sırasında kiralananda halen kirada mobilya imalat iş yapan davacının eşi Süleyman Süleyman’ın nalburiye işi yapacak olması nedeniyle iş yeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davası Bakırköy 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 25.12.2008 gün ve 2008 / 321-1369 sayılı kararı ile kiralananın yapılacak işe uygun olmaması ve ihtiyacın samimi görülmemesi nedeniyle ret edilmiş ve bu hüküm 4.2.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Yukarda açıklandığı üzere tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir tahliye davası sonucu verilen hüküm, diğer bir dava için kesin hüküm anlamını taşır. Ancak ihtiyaç nedeniyle açılmış tahliye davasının ret edilmesi ve bu kararın kesinleşmesi, yeni ihtiyacın önceki davadaki ihtiyaç sebebinden başka olması ya da önceki davanın reddinden sonra koşullarda değişme olması halinde yeni bir davanın açılmasına engel oluşturmaz. Ret ile sonuçlanan önceki davada ihtiyaçlının kiralananda nalburiye işi yapacağı belirtilmiş iken işbu davada mobilya aksesuarı ve kapı kolları satış işi yapılacağı ileri sürülmüştür. Davada artık yeni bir ihtiyaç sebebine dayanıldığından kesin hükmün varlığından söz edilemez. Bu durumda mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken kesin hüküm nedeniyle davanın ret edilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.