Ortaklığın giderilmesi davasında taraf teşkili sağlanmaksızın yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilirken, paydaşlara ait payların hüküm fıkrasında ayrı ayrı yazılması gerekirken mirasçılık belgesindeki paylara atıf yapılarak hüküm kurulması doğru değildir.
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasına dair karar, Kadınhanı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma talepli olarak gönderilmiş olup, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Dava konusu beş parça taşınmazın elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine dair davanın yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle dosyadaki tüm evraklar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasını ortaklardan biri veya bir kaçı diğer ortaklara karşı açar. HMK.’nun27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Olayımıza gelince; Dava konusu 20, 28, 94 ve 97 parsel numaralı taşınmazlarda hissedar olan H. K., E: K: ve M. K: davaya dahil edilmeden, taraf teşkili sağlanmaksızın yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilirken, paydaşlara ait payların HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hüküm fıkrasında ayrı ayrı yazılması gerekirken mirasçılık belgesindeki paylara atıf yapılarak hüküm kurulması, ayrıca, davaya konu 36 parsel numaralı taşınmaz zaten tapuda paylı mülkiyet olarak kayıtlı olmasına rağmen bu husus dikkate alınmadan tekrar paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmiş olması da doğru olmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Adalet Bakanlığı’nın gösterdiği lüzum üzerine kanun yararına bozma isteğinin kabulü gerekmiştir. Hüküm bu sebeplerle bozulmalıdır.
SONUÇ: 6100 Sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK.nun427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulüyle hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 14.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.