1. Anasayfa
  2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2015/2409 K: 2015/6326 T: 24/06/2015


Tahliye taahhüdünün halen devam eden kira dönemi içinde alınması zorunlu değildir, ileride yenilecek dönemlere ilişkin tahliye taahhüdü de verilebilir.           

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, tahliye taahhüdüne dayanılarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde; Müvekkilinin maliki bulunduğu mesken niteliğindeki taşınmazı 12/07/2013 tarihli sözleşme ile davalıya kiraya verdiğini, davalının 03/09/2013 tarihli tahliye taahhütnamesi ile 30/06/2014 tarihinde taşınmazı tahliye edeceğini taahhüt ettiğini, bu taahhüde rağmen kiracının taşınmazı tahliye etmemesi nedeniyle davalı aleyhine Niğde 2. İcra Müdürlüğünün 2014/3905 E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının bu itirazlarının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesinden daha sonraki bir tarihte noter tarafından tanzim edildiğini belirterek davalının itirazının kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kira sözleşmesinin 12/07/2013 başlangıç tarihli ve 12 ay süreli olduğu taahhütnameye göre kiralananın 30/06/2014 tarihinde tahliye edileceğinin belirtildiği, tahliye taahhüdünün ilk bir yıllık dönemden sonrası için alınabileceği, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesi 12 aylık olmasına rağmen ilk 12 ay içerisindeki bir tarih için taahhüt alındığı, alınan taahhüdün geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İcra takibinde ve davada dayanılan 12/07/2013 başlangıç tarihli ve oniki ay süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. 03/09/2013 tanzim tarihli dayanak tahliye taahhüdü incelendiğinde; ‘’ Halen kiracı olarak kullanmakta olduğum…” ibaresi ile başlayan bir ifade ile davalının kiracı olduğu belirtilmiş, kiralananın 30/06/2014 tarihinde tahliye edileceği taahhüt edilmiştir. Davalı gerek itiraz dilekçesinde gerekse yargılama aşamasında kiracılık ilişkisine ve dayanak taahhütnamedeki imza ve tarihlere itiraz etmemiştir. Bu durumda taşınmazda kiracı olduğu anlaşılan davalının sözleşme süresi içerisinde ve herhangi bir tarihte tahliye taahhüdü vermesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davalı tarafından sözleşmenin yenilenmediği kanıtlanamadığına göre mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Karar bu nedenle bozulmalıdır.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 24/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.