Taşınmaza ait tapu kaydının okuduğu keleme sınırları, genişletilmeye elverişli nitelikte olduğundan, tapu kayıt kapsamının yüzölçümüne göre belirlenmesi gerekir. Miktar fazlasının şartlar mevcut olduğu takdirde, zilyetlikle kazanılması mümkündür.
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
K: Kadastro sırasında 1570 parsel sayılı 2750 m² yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına ve tapu dışı satın almaya dayanılarak davalı M… E: .. adına tesbit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen davacı Hazine taşınmazdaki tapu kaydı yüzölçümü fazlasının Hazineye ait olduğuna, davacı H… ise; taşınmazın kendisine ait kayıt kapsamında kaldığını, davalıya satılmadığını ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece, H…’nün davasının reddine, Hazinenin davasının kabulüne, tesbitin iptali ile taşınmazın tamamının davacı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı H… ve davalı M… E: .. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın kadastro tesbitine esas alınan ve 1771 sayılı Yasa hükümlerine göre Hazinenin temliki ile oluşan tapu kaydının kapsamında kaldığı, tarafların taşınmazda zilyet olmaması nedeniyle kaydın hukuki değerini yitirdiği, gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Ancak, tapu kaydı 460 m² yüzölçümünde olup doğu ve kuzey sınırları keleme olarak genişletilmeye elverişlidir. Bu itibarla, kaydın kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi gereğince yüzölçümü ile belirlenmesi zorunludur. Tapu kaydı davacı H…’nün babası H…, annesi H… ile kardeşleri A… ve M… adına oluşturulmuştur. Adı geçenlerden H… 1969, H… 1956, A… ise 1937 yılında ölmüşlerdir. Tarafların taşınmazda zilyet olmadıkları belirlenmiştir. Bu durumda, tapu kaydı miktar fazlasının ifraz edilerek Hazine adına tapu kaydı yüzölçümünün ise kayıt maliki H… ile H…’nin paylarının mirasçıları olan davacı H… ile davada taraf olmayan F…, M… ve 1937 yılında ölen A…’nin çocukları N… ve K: .. adına payları oranında tapuya tesciline, A… ve M…’nın tapudaki kendi payları yönünden dava açmadıklarından bu paylarında davalı M… E: .. adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Hazine yararına tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğinden söz edilemez.
SONUÇ: Bu nedenlerle, Davacı H… ile davalı M… E: ..’in temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 14.6.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.