1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/1155 K: 1995/4811 T: 27.4.1995


Tahsis yolu ile mera olarak belirtilen taşınmazların öncesi mera olmasa bile, üzerinde sürdürülen zilyetlik, zilyet olan kişiye bir hak bahşetmez.

Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 369 parsel sayılı 34700 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, mera olarak sınırlandırılmıştır. İtirazı, komisyonca reddedilen davacı A., vergi kaydına ve zilyetliğe dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davacı A.’nın davasının kabulüne, taşınmazın A… adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu taşınmazın 1951 yılında idarece mera olarak tahsis edildiği toplanıp değerlendirilen delillerle belirlendiği gibi, esasen yanlar arasında bu konuda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf vergi kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Ne var ki, çekişmeli taşınmazın mera olarak tahsisini içeren idari işleme davacı taraf karşı çıkmamıştır. Tahsis yolu ile mera olarak belirtilen taşınmazların öncesi mera olmasa bile üzerinde sürdürülen zilyetlik hukukça değer taşımaz. Diğer taraftan, dayanılan vergi kaydı mülkiyet belgesi niteliğinde değildir.

Sonuç: Mahkemece bu yönler dikkate alınarak davanın reddine, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/B maddesi hükmünce mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz; davalı Hazinenin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.4.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.