Hazinece, taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilip, tapu kaydı oluşturulmuş ise de, kamulaştırma kararı idare mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden, tapu kaydı dayanaksız kalmış ve geçersiz hale gelmiştir. Taşınmaz üzerindeki çeşme, muhdesat olarak nitelendirildiğinden, cinsi ve yaptıranı belirtilmek suretiyle kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği gürüşüldü:
KARAR: Kadastro sırasında 146 ada 26 parsel sayılı 151, 9 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına dayanılarak çeşme niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. İntifa hakkının Ç… Köyü tüzel kişiliğine ait olduğu tutanağında gösterilmiştir. Davacı M…, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, bağışa ve Konya İdare Mahkemesi’nin 1.7.1983 günlü ilamına dayanarak askı ilan süresi içinde dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine, dava konusu 146 ada 23 sayılı parselin tesbit gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın Hazineye ait kamulaştırma sonucu oluşan tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine uymamaktadır. Taşınmazın zemininin davacı tarafa ait olduğu üzerindeki çeşmenin Y.S.E: Müdürlüğü’nde yaptırıldığı tartışmasızdır. Hazinece taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilmiş ve tapu kaydı oluşturulmuş ise de, kamulaştırma kararı Konya İdare Mahkemesi’nin kesinleşen 1.7.1983 gün 983/144-253 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Bu durumda dayanağı kalmayan tapu kaydının geçerli olduğundan sözedilemez. O halde taşınmazın zemininin davacı adına tesciline karar verilmesi gerekir. Taşınmaz üzerindeki çeşme de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesinde yazılı olan muhdesat niteliğindedir. İntifa hakkının köye bırakıldığına dair dosyada hiçbir belge bulunmamaktadır. Muhdesat, cinsi ve yaptıran kişi veya kuruluş belirtilmek suretiyle kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir. Bu durumda çeşmenin Hazineye ait olduğunun muhdesat olarak beyanlar hanesinde gösterilmesi zorunludur.
SONUÇ: Sonuç olarak, taşınmazın zemininin davacı adına tesciline karar verilmesi, çeşmenin de muhdesat olarak beyanlar hanesinde Hazine adına gösterilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 26.6.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.