1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1798 K: 2003/2365 T: 15.9.2003


Kadastro tesbit komisyonuna itiraz yaptıktan sonra itiraz kesinleşmeden ölen şahıs hakkında komisyonun kararı ile adına tesbit kararı verilmiş olması geçersiz olup hazinenin açtığı davanın kabulü gerekir.

Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen karar davacı hazine tarafından incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 113 ada 116 parsel sayılı 12350,38 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 4753 sayılı yasa uyarınca oluşturulan tapu kaydına dayanılarak hazine adına tespit edilmiş, askı ilanı öncesinde M.A. itirazı kabul edilerek emlak vergi beyanına satın alma yoluyla gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak komisyonca M.A. adına tespit değiştirilmiş askı ilanı içinde itiraz edilmeyerek tespit kesinleşmiş ve M.A. adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı hazine M.A.nın tespit öncesi öldüğünü bu nedenle itiraz dilekçesi ve komisyon kararının geçersiz olduğunu taşınmazın sınırında mera bulunduğundan zilyetlikle kazanılamayacağını öne sürerek dava açmıştır.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu 113 ada 116 parsel sayılı taşınmaz 4753 ve 5618 sayılı yasalar uyarınca davacı hazine adına oluşturulan tapu kaydına dayanılarak hazine adına tespit edilmiştir. Taşınmazın askı ilanı ise 8.6.2000-10.7.2000 tarihleri arasında yapılmıştır. Askı ilan süresi içerisinde M.A.nın itirazı kadastro komisyonunca kabul edilerek çekişmeli taşınmaz M.A. adına tespit ve tescil edilmiştir. Getirtilen nüfus kayıt örneklerine göre M.A.nın tespit gününden önce 20.3.1978 tarihinde kayden vefat ettiği belirlenmiştir. Hal böyle olunca taşınmazın tesbitine askı ilan süresi içerisinde M.A.nın itiraz etmesi hukuken ve madden olanaksızdır. Bu durumda M.A. ve mirasçıları yönünden geçerli bir itiraz olmadığından tesbit kesinleşmiştir. Kesinleşen tesbite karşı kadastro komisyonunca oluşturulan komisyon kararının da yasal bir dayanağı ve geçerliliği bulunmamaktadır. Hal böyle olunca dava konusu taşınmazın hazine adına yapılan tesbitinin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Kuşkusuz 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesi hükmünde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde M.A. mirasçılarının dava açma hakları saklıdır.

Sonuç: Mahkemece bu olgular dikkate alınarak davanın kabulüne, taşınmazın davacı hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.9.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.