1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2096 K: 2003/2913 T: 13.10.2003


Bozma ilamında davacılarla sözü edilen tapu kaydı malikleri arasında akrabalık bağı olup olmadığının araştırılması istendiği halde, bu hususta nüfus kayıtları veya mirasçılık belgeleri getirtilmeyip, sadece tanık beyanı ile yetinilmesi bozmayı gerektirir.

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:

Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; mahallinde yeniden keşif yapılarak vergi kaydı ve tapu kayıtlarının hudutlarının zeminde gösterilmesi, bilinmeyen hudutlar yönünden tarafların göstereceği tanıkların dinlenmesi kayıtların kapsamlarının tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiği, davacıların dayandıkları tapu kayıt malikleri ile bağlantılarının sağlanması bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu kimden kime geçtiği imar ihya olunmuş ise bu işlemi hangi tarihte kim yaptığı sorulup tespit edilmesi gerektiği ve ayrıca zilyetlik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği de araştırılması gerektiğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda yapılan uygulama sonucunda dava konusu taşınmazların zilyetleri adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa bozmaya uyulmakla lehine bozma yapılan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu nedenle bozma gereklerinin eksiksiz ve tam olarak yerine getirilmesi zorunludur. Davacılardan Yaşar 278 parsel sayılı taşınmaza, Cihan ve Tevfik 197 parsel sayılı taşınmaza, Hasan 203 ve 205 parsel sayılı taşınmazlara karşı dava açmış ve 15 Ramazan 1287 tarihli 151 sayılı tapu kaydına dayanmışlardır. Bozma ilamında davacılarla sözü edilen tapu kaydı malikleri arasında akrabalık bağı olup olmadığının araştırılması istendiği halde, bu hususta nüfus kayıtları veya mirasçılık belgeleri getirtilmemiş, sadece tanık beyanı ile yetinilmiştir. Ayrıca bu tapu kaydı 2/6 paya ait olduğu halde geri kalan 4/6 payın kime ait olduğu revizyon görüp görmediği araştırılmamıştır. Bundan ayrı olarak sınırda bulunan 204 parsel sayılı taşınmaz hakkında da dava açıldığı halde bu davanın sonucu sorulmamış, bu dosya ile birleştirilip birleştirilmeyeceği düşünülmemiştir.

Taşınmazların sınırında orman bulunduğu halde orman yönünden araştırma yapılmamıştır. Eksik soruşturma ile hüküm kurulamaz. Bu nedenle Yaşar, Hasan, Cihan ve Tevfik ‘in dayandıkları 15 Ramazan 1287 tarihli 151 sayılı tapu kaydında görülmeyen 4/6 payın kaydının da istenmesi, gittilerinin olup olmadığının sorulması, davacıların tapu kaydı malikleri ile akrabalıklarını gösterir nüfus kayıtları ve mirasçılık belgelerinin sunulması sağlanmalı, dosyada bulunmayan tüm komşu parseller ve dayanakları kayıtlar getirtilmeli, komşu 204 parsel sayılı taşınmazla ilgili dava sonuçlanmış ise sonucu gözönünde tutulmalı, derdest ise bu dosya ile birleştirilmesinin gerekip gerekmediği değerlendirilmeli, sınırda orman olduğundan yörede orman sınırlamasının yapılıp yapılmadığı sorulmalı, yapılmış ise orman tahdit haritası ve dayanağı kayıtlar getirtilmeli, yapılacak keşifte yerine uygulanmalı, orman tahdidi yapılmamış ise dava konusu taşınmazların öncesinin orman olup olmadığı konusunda orman bilirkişisinden rapor alınmalı, yapılacak keşifte komşu köyden seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişiler ve varsa tarafların tanıkları birlikte dinlenerek dava konusu taşınmazların öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı, kamu malı niteliğinde mera değilse tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı tapu kaydı kapsamı dışında kalan taşınmazlar üzerinde zilyetliğin hangi tarihte ne şekilde başladığı ve sürdürüldüğü sorulmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde giderilmeli, komşu parsel kayıtları ile denetim yapılmalı, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

Sonuç: Açıklandığı şekilde inceleme, araştırma ve uygulama yapılmaksızın hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.10.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.