Davacı köy tüzel kişiliği dava konusu taşınmazın mera olduğunu öne sürerek dava açmış, aynı hukuksal nedene dayanarak hazine davaya katılmıştır. Mera tahsisinin yapılmasına ilişkin yönetimsel işlemlerle ilgili olarak davalılar tarafından idari yargı yerinde bir dava açıldığı ve tahsisin iptal edildiğine ilişkin bir iddia öne sürülüp, kanıtlanmamıştır.
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 80 parsel sayılı 1143250 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kadim kullanıma dayanılarak mera niteliğiyle sınırlandırılmıştır. Mustafa D. ve paydaşlarının tapu kaydına dayalı itirazları komisyonca kabul edilerek taşınmazın Esat D. evlatları Yaşar D., Makbule D. ve Mustafa D., Ziya D. ve Necip Ö. ve Latif D. adlarına tespit edilmesi üzerine A. Köy Tüzel Kişiliği taşınmazın mera olarak sınırlandırılması istemiyle dava açmış, yargılama sırasında Hazine de mera iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece köy ve Hazine davalarının kabulü ile 80 parsel sayılı taşınmazın mera niteliğiyle sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm davalılar Ziya D., Latif D., Necip Ö., Yaşar D., Makbule D., İlhan D., Gülser D., Mehmet Rıfat D. ve Mehmet Bülent D. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı A. Köyü Tüzel Kişiliği dava konusu taşınmazın mera olduğunu öne sürerek dava açmış, aynı hukuksal nedene dayanarak Hazine davaya katılmıştır. Davalıların tutunduğu tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsamadığı, yüzölçümünden fazlası ile dava dışı taşınmazlara revizyon gördüğü, dava konusu taşınmazın yetkili idari merciiler tarafından bölgede yapılan mera tahsis haritası ve dayanağı belgelerinin kapsamında kaldığı mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir.
Mera tahsisinin yapılmasına ilişkin yönetimsel işlemlerle ilgili olarak davalılar tarafından idari yargı yerinde bir dava açıldığı ve tahsisin iptal edildiğine ilişkin bir iddia öne sürülüp, kanıtlanmamıştır. Öte yandan davacıların dayandığı tapu kaydının yüzölçümü arttırılmıştır. Bu davada Hazinenin taraf olmadığı dikkate alındığında yüzölçümü arttırılmasına ilişkin ilamın Hazineyi bağlamayacağı da kuşkusuzdur.
Sonuç: Bu olgular dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 27.1.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.