Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur; ne var ki; mera araştırması usulüne uygun yapılmamıştır.
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine-davacı Ali Ö. ile Koçu Ö. tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 610 parsel sayılı 92900 m2 yüzölçümündeki taşınmaz zilyetlerinin zilyetliklerini terk ettiğinden söz edilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Kadastro Komisyonunca itirazları reddedilen Ali Rıza Ö. mirasçısı Ali Ö. miras yolu ile gelen hakka, paylaşmaya ve zilyetliğe dayanarak taşınmazın Müslüm, Mehmet ve Ali Rıza Ö. mirasçıları adına tescili istemi ile, Çavuşçu Köyü Tüzel Kişiliği ise taşınmazın mera olarak sınırlandırılması istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece Müslüm, Mehmet ve Ali Rıza Ö. mirasçıları davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonunda davacı Çavuşçu Köyünün davasının kabulüne, diğer davanın reddine, taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm davalı Hazine ve davacı Ali Ö. ile Mehmet Ö. mirasçısı Koçu Ö. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Ne var ki; mera araştırması usulüne uygun yapılmamıştır. Bir yerin mera olup olmadığı öncelikle taşınmazın bulunduğu çalışma alanında tahsisli mera olup olmadığının ilgili merciilerden sorulup saptanması, mera tahsis kaydı var ise mera tahsis kaydı ve dayanağı belgelerin getirtilip uygulanması dava konusu taşınmazın mera tahsis kaydı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, mera tahsis kaydı yok ise, davada yararı olmayan komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi aracılığı ile dava konusu taşınmazın mera olup olmadığının sorulup saptanması, bilirkişi sözleri yeterli görülmediği takdirde tarafların aynı usulle gösterecekleri tanıklarının taşınmazın başında dinlenilmesi, bilirkişi, tanık sözlerinin değerlendirilmesinde komşu parsellerin tutanak örneği ve dayanağı belgelerden yararlanılması, gerektiğinde uzman bilirkişiye başvurulması ve tutanak bilirkişilerinin dinlenilmesi, böylece mera olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Mahkemece açıklanan biçimde araştırma yapılmamıştır. O halde, yukarıda açıklandığı biçimde araştırma, inceleme yapılmalı, taşınmazın mera olduğu sonucuna varıldığı takdirde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi hükmünce sınırlandırılmasına karar verilmeli, aksi halde Ali Ö.’nün zilyetlik delilleri diğer delillerle birlikte değerlendirilerek davacının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi hükmüne göre dava açmadığı göz önüne alınmalı, davanın payla sınırlı olarak çözümleneceği dikkate alınarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Sonuç: Bu nedenlerle davacılar ile davalı hazinenin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.