Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Kamu malı niteliğinde meralar, tescile tabi olmayan sınırlandırılmakla yetinilmesine karar verilmesi zorunlu bulunan taşınmazlardandır.
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi Hazine ve Hasan’ın mirasçıları tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 174 ada 21 parsel sayılı 45915.57 m2 yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydına, satın almaya, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı Hasan adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine taşınmazın bir bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu öne sürerek keşifte belirlenecek niteliğine göre Hazine adına tescili talebiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın keşif haritasında (21/1) ile gösterilen 15538,56 m2’lik bölümünün davalılar Hasan mirasçıları adlarına tapuya tesciline, (21/2) ile gösterilen 30377.01 m2’lik bölümün mera niteliği ile sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
174 ada 21 parsel sayılı taşınmazın haritasında (21/1) rakamları ile gösterilen 15538,56 m2 yüzölçümündeki bölümünün kamu malı niteliğinde mera olmadığı, tespit gününde adına tescile karar verilen zilyet davalılar yararına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, aynı haritada (21/2) rakamları ile gösterilen 30377,01 m2 yüzölçümündeki taşınmazın ise kamu malı niteliğinde mera olduğu mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Davacı hazine dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın mahkemece belirlenecek türüne göre hüküm kurulmasını istemiştir. Kural olarak, kamu malı niteliğinde meralar, tescile tabi olmayan sınırlandırılmakla yetinilmesine karar verilmesi zorunlu bulunan taşınmazlardandır.
SONUÇ: Mahkemece bu olgular dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı hazine ile davalıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, ilam harcı davalılardan peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, Hazineden ilam harcı alınmasına yer olmadığına, 29.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yorumlar (1)