1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/452 K: 2004/872 T: 11.3.2004


Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olduğunun anlaşılmasına bağlıdır.

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında dava konusu taşınmaz tutanağında belirtilen hukuksal nedenlere dayanılarak mera niteliğiyle sınırlandırılarak tespit edilmiştir. Davacı İbrahim Aktaş kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tespit gibi davacı taraf adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak, mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olduğunun anlaşılmasına bağlıdır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından 4342 sayılı yasa uyarınca oluşturulan komisyon aracılığıyla mera tahsisi yapıldığı saptanmıştır. Çekişmeli taşınmazın yetkili idari merciler tarafından yapılan mera tahsis haritasının kapsamında kaldığı mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Öte yandan davalı taraf yetkili idari merciler tarafından yapılan mera tahsis işleminin iptali için idari yargı yerinde dava açıldığını ve bu yönetimsel işlemin iptal edildiğini öne sürmediği gibi bu hukuksal olguda kanıtlanmamıştır. Hal böyle olunca taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğunun kabulü gerekir.

SONUÇ: Bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Mahkemece bu olgular da dikkate alınarak davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi hükmü uyarınca mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.