1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/475 K: 2004/955 T: 17.3.2004


Öncelikle dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı sağlıklı biçimde belirlenmelidir.

Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemi ile açılan davada mahkemece verilen kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Kazım D. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:

Davacı Yunuslar Belediyesi, davalı Kazım D. adına tespit edilip kesinleşen 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mera olduğunu, kaydının iptali ile belediye adına tescilini isteyerek dava açmıştır. Duruşma sırasında Hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve Hazine adına tescilini ileri sürerek davaya katılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı Kazım D. tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğu gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı tarafın tapu kaydına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandığı, taşınmazın doğu sınırında eylemli biçimde devlet ormanının bulunduğu dikkate alındığında mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

Öncelikle dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının sağlıklı biçimde belirlenmesi, bundan sonra davacının dayandığı tapu kaydının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun şekilde yerine uygulanması gerekir. O halde öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından orman sınırlandırması yapılıp yapılmadığı orman idaresinden sorulup saptanmalı, orman sınırlandırması yapılmış ve tespit gününden önce kesinleşmiş ise orman sınırlandırma haritası ve eki belgeler kesinleşme gününü gösterecek şekilde Orman İdaresinden getirtilmeli, öte yandan bölgede ilk kez orman sınırlandırması yapıldıktan sonra, orman sınırlarında 6831 sayılı yasanın 1744 sayılı kanunla değişik 2, aynı yasanın 2896, 3302 ve 3373 sayılı kanunlarla değişik 2/B maddesi hükümleri uyarınca değişiklik yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmış ise bu yönetimsel işlemlerin dayanağı belgeler ve eki haritalarda kesinleşme gününü gösterecek şekilde Orman İdaresinden getirtilmeli, daha sonra dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından mera tahsisi yapılıp yapılmadığı Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü’nden ve mülki amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, yapılmış ise mera tahsis haritası ve eki belgeler de getirtilmeli, davalının dayandığı 29.12.1952 tarih 163 sayılı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte varsa haritasıyla birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmeli, davalının tapu kaydı ile akdi ırsi ilişkisi araştırılmalı, akdi yada ırsi ilişkisi belirlendiği takdirde yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan komşu köyler halkından seçilecek elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişi, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar tespit tutanağı bilirkişileri, fen memuru ve uzman ormancı bilirkişi hazır olduğu halde taşınmaz başında keşif yapılmalı, orman sınırlandırması ve orman sınırlarında değişiklik yapılmış ise bununla ilgili haritalar ile eki belgeler yerel bilirkişi yardımı uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, bundan sonra bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritası ve eki belgeler yerine uygulanmalı, uygulamada kadastro paftasının ölçeği ile orman sınırlandırma ve orman sınırlarında değişikliği içeren harita ve mera tahsis haritasının ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanmalı, ayrıca haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, orman sınırlandırması yapılmamış ise aynı doğrultudaki araştırma 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1. maddesi hükmü uyarınca yapılmalı, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı, mera tahsis haritasının kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde davacının dayandığı tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, dayanılan tapu kaydı dava dışı başka taşınmazlara revizyon görmüş ise uygulamada bu olgu da göz önüne alınmalı, tutanak bilirkişileri taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile tutanak bilirkişilerinin beyanları arasındaki aykırılık giderilmeli, uzman bilirkişilerden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, mahkemece taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı, kamu malı niteliğinde mera olduğu dayanılan tapu kaydının taşınmaza ait olmadığı sonucuna varıldığı takdirde, davalının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin hukuksal bir değer taşımayacağı dikkate alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz;

Davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.