Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2021/7855 K: 2023/267 T: 18.1.2023

Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Zira TMK’nın 732 nci maddesiyle bir paydaşın payının üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.

Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak değiştirilmiş gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA: Davacı vekili, …. Mevkii, 173 ada 93 parselde mirastan intikal hissedar olduğunu, 14.04.2016 tarihinde bir paydaşın payını üçüncü kişi …’a sattığını …’ın ise 01.02.2017 tarihinde adına kayıtlı tüm hisseleri parselde paydaş …’a sattığını, söz konusu taşınmazda davalıya yapılan 01/02/2017 tarihli satış nedeniyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescile karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin dava konusu taşınmazda hissedar olduğunu, şuf’a hakkının üçüncü şahıslara karşı kullanabileceğini, maksadın hisseli taşınmaza bir başkasının girmesini engelleyen bir hak olduğunu, davanın …Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan ortaklığın giderilmesi davasını uzatmaya yönelik olduğunu, bu hakkın kullanılabilmesi için üçüncü kişiye gerçek bir satış iradesi ile yapılması gerektiğini, belirtilen üçüncü şahsın davalı müvekkilin oğlu olduğunu, yapılan işlemin bağış olduğunu, herhangi bir ödeme yapılmadığını, şuf’a hakkının doğmayacağını, üçüncü şahıs Hüseyin’in takas karşılığı bu taşınmazları aldığını, hissedar olan müvekkiline karşı açılan davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesi 2017/123 Esas, 2018/166 Karar sayılı ve 17.05.2018 tarihli kararı ile davanın reddine karar vermiştir.

… Bölge Adliye Mahkemesi 2019/267 Esas, 2019/319 Karar ve 07.03.2019 tarihli kararı ile; ”Davalıya pay satışını gerçekleştiren ve davalının oğlu olan …’ın davaya katılıp beyan ve delillerin toplanmadığı, kabule göre de, davalının 3/8 hissesinin iptaline karar verilmesi gerekirken 2/8 hissenin iptaline karar verilmiş olmasının isabetli bulunmadığından yerel mahkeme kararının kaldırılmasına dosyanın mahalline gönderilmesine” karar vermiştir.

İlk Derece Mahkemesi, Bölge Adliye Mahkemesi kararı uyarınca gerekli araştırmaları yaparak yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kararı ile satışların gerçek satış olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; önceki dilekçelerini tekrar ederek devirlerin danışıklı işlem olduğunu, şuf’a şartlarının oluştuğunu bildirmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davaya konu payın satışı tarihinde taşınmazda paydaş olduğu ve paydaşa yapılan satışlarda önalım hakkının kullanılmasının mümkün bulunmamasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken satışın gerçek bir satış olmadığından davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, davanın reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan ”davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Anamur. 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/10/2020 tarih ve 2019/110 Esas 2020/124 Karar sayılı kararının gerekçesi düzeltilmek üzere HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın reddine” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri: Davacı vekili;

1.Satışa konu payın hiç değilse pay oranına göre davalı … ile davacı arasında paylaştırılması gerektiğini,

2. Davalıların bu davaya karşı akrabaya satış ya da miras tasfiyesi sebebine dayanmalarının hakkın kötüye kullanılması olduğunu,

3. Önceki dilekçelerini tekrar ettiklerini ifade etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Uyuşmazlık, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk: Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Zira TMK’nın 732 nci maddesiyle bir paydaşın payının üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.

3. Değerlendirme

1. Davacı, dava dilekçesinde 01.02.2017 tarihinde davalı …’ın …’dan satın aldığı paya karşı önalım hakkını kullanmıştır.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle davalının önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce paydaş olduğu anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.1.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.