Önalım hakkında davalının payın devrine ilişkin resmi senetle yapılan düşük bedelli satış akdinin tarafı olduğundan kendi muvazaasına dayanamayacağından gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen bedelden daha fazla olduğu yönündeki bedelde muvazaa savunmasının dinlenemeyeceği
Taraflar arasındaki önalım hakkı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazda pay sahibi olduğunu, fiili taksimin bulunmadığını, dava dışı …’un 24.05.2019’da kendisine ait hisseyi davalıya 100.000 TL bedelle satmasına rağmen bahse konu hissesin satışından müvekkiline usulüne uygun olarak haber verilmediğini, davalı adına olan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazdaki fiili taksim nedeniyle davacı tarafın önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kurallarına aykırı bulunduğunu, satış bedelinin tapu senedinde gösterilenden fazla olduğunu, fazla harç ödememek için bedelin düşük gösterildiğini, kabul kararı verilecekse keşfen belirlenecek bedel üzerinden verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazda fiili taksimin bulunmadığı, davalı tarafından davaya konu pay satışının daha yüksek bedelle yapıldığı iddiası öne sürülmüşse de dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalının, 3 üncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, taşınmazda fiili taksim bulunduğundan davanın kabulünün doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın gerçek değeri hususunda uyuşmazlık bulunduğunu, taşınmaz satımlarında tapuda satış bedeli olarak gerçek değeri yerine emlak vergisine esas alınan daha düşük değer gösterildiğini, davacı tarafın tapudaki düşük bedel üzerinden taşınmazı satın almaya yönelik talebinin TMK’nın 2 inci maddesi dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın kabul edilmesi halinde taşınmazın dava tarihindeki gerçek değeri olan ve bilirkişi raporuyla tespit edilen 559.300,00 TL’nin davacı tarafından depo edilmesi ve müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazda fiili taksim olmadığı davalının payın devrine ilişkin resmi senetle yapılan satış akdinin tarafı olduğundan kendi muvazaasına dayanamayacağından gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen bedelden daha fazla olduğu yönündeki bedelde muvazaa savunması dinlenemeyeceğinden davalının resmi senette ödemiş olduğu gösterilen satış bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedelini ödemek suretiyle davacıya önalım hakkı kullandırılması ve ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmesinde bir yanlışlık olmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri: Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler ile bölge adliye mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Uyuşmazlık, davanın kabulü kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, 732 nci maddesi şöyledir:
“Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.”
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple, Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.