Payları devreden şirketin ortaklarının davalılar ile yakın akrabalık bağı olduğu, tanık beyanları ile de davalıların taşınmazların devrine ilişkin herhangi bir bedel ödemediği yönündeki beyanları ve dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen değerleri ile satışta gösterilen değerleri arasındaki fahiş fark da değerlendirildiğinde davaya konu işlemin bağış niteliğinde olduğu
Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile bir kısım hissedarlar … Mahallesi 4256 ada, 1, 2 ve 3 parsel numaralı taşınmazlarda paydaş olduğunu, söz konusu taşınmazlarda paydaş olan … İnş. Taah. Eml. Limited Şirketinin taşınmazlardaki hisselerinin bir kısmını davalı …’ya, bir kısmını da diğer davalı …’e 17.12.2019 tarihinde sattığını beyanla taşınmazdaki davalılar tarafından satın alınan payların tapusunun iptal edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP: 1.Davalı …’in vekili cevap dilekçesinde; … Limited Şirketinin ortakları olan …’in şirketin 3 üncü kişiye devri işlemi öncesi, şirket malvarlığı olan dava konusu taşınmazların şirket ortaklarının eşlerine şirket tarafından bedelsiz olarak devirlerinin yapıldığını, şufa davasına konu olacak gerçek bir satış işleminin olmadığını, 27.03.1957 tarih 1956/12 Esas, 1957/2 Karar sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı gereği karı- koca arasında ve akrabalar arasında yapılan satışın bağış olarak kabulünün gerekeceğini beyanla davanın reddini istemiştir.
2.Davalı …’nın vekili cevap dilekçesinde; … Limited Şirketinin ortakları olan …’in şirketin 3 üncü kişiye devri işlemi öncesi, şirket malvarlığı olan dava konusu taşınmazların şirket ortaklarının eşlerine şirket tarafından bedelsiz olarak devirlerinin yapıldığını, şufa davasına konu olacak gerçek bir satış işleminin olmadığını, 27.03.1957 tarih 1956/12 Esas, 1957/2 Karar sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı gereği karı- koca arasında ve akrabalar arasında yapılan satışın bağış olarak kabulünün gerekeceğini; davacının bu işlemler yapılırken en başından beri işlemlerden haberdar olduğunu, taşınmazların gerçek satış değerlerinin tapuda belirtilen rakamların çok üzerinde olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 27.03.1957 tarih 1956/12 Esas, 1957/2 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek, payları devreden şirketin ortaklarının davalılar ile yakın akrabalık bağı olduğu, tanık beyanları ile de davalıların taşınmazların devrine ilişkin herhangi bir bedel ödemediği yönündeki beyanları ve dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen değerleri ile satışta gösterilen değerleri arasındaki fahiş fark da değerlendirildiğinde davaya konu işlemin bağış niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri: Dava konusu taşınmazların …şirketi adına kayıtlı olduğu ve şirketin, dava konusu taşınmazların şirket ortaklarının eşlerine devrini gerektirecek bir tasfiye sürecinde olmadığını, resmi işlemin taraflarının bedelde muvazaa iddiasında bulunamayacağını, davanın açılışı sırasında davacının taraflar arasındaki akrabalık bağını bilebilecek durumda olmadığından yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu işlemin gerçek bir satış olmaması nedeniyle taşınmazın diğer hissedarları tarafından ön alım hakkının kullanılamayacağı ve HMK’nın 326/1 inci maddesi hükmüne göre kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştirr.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Uyuşmazlık, ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk: 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, 732 nci maddesi şöyledir:
“Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.”
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.