Önalım hakkına konu taşınmazların toplulaştırma işlemi sonucu kayıtları kapatılarak başka taşınmazlara revizyon gördükleri, yeni oluşan taşınmazlarda davacılar ile dava dışı hissedarlar ve davalının müşterek paydaşlık durumlarının kalmadığı, taraflar arasındaki paylı mülkiyet ilişkisinin sona erdiği, bu itibarla; taraflar arasındaki paylı mülkiyet ilişkisi sona ermiş olup davacıların önalım hakkının da bu sebeple ortadan kalktığı anlaşılmakla, taşınmazın paylılık durumunun herhangi bir nedenle sona ermesi halinde önalım hakkının kullanılamayacağı.
Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kamu düzeni bakımından kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin 4, 5, 223, 231 ve 232 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olduğunu, dava dışı… tarafından davalıya pay satıldığını, davacıların satış işleminden haricen haberdar olduğunu, yasal önalım hakkı tanınarak davalı üzerindeki dava konusu taşınmazlardaki hisselerin tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazlardaki hisseleri 220.000,00 TL’ye satın aldığını, dava konusu taşınmazlar ile ilgili toplulaştırma çalışmalarının 04.07.2011 tarihinde başlamış olup, taşınmazların toplulaştırma kapsamında olduğunun aynı tarihte tapuya şerh edildiğini, dava konusu 4, 5, 223, 231 ve 232 parsellerdeki satıcı …. hisselerinin … Mah., 106 ada 3 parsel olarak tespit gördüğünü ve tam paylı mülkiyet olan 106 ada 3 parselin toplulaştırmayı yapan… tarafından…’a sınırları çizilerek teslim edildiğini, 106 ada 3 parselde davacıların payının olmadığını, bu tespit ve teslimden sonra müvekkilinin dava konusu taşınmazlardaki… hisselerini satın aldığını, toplulaştırma işlemi varken önalım hakkının kullanılamayacağını, kaldı ki toplulaştırma öncesi de taşınmazlarda fiili taksim olduğunu belirtmek suretiyle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilmiş ve her bir paydaş belirli bir kısmı kullanıyor olmasından dolayı yasada öngörülen önalım koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı, davanın reddine karar verilmesi yönünde kanaat hasıl olduğu, dava konusu taşınmazlarda toplulaştırma işleminin yapıldığı; davalıya devredilen yerde ise davacıların paydaşlık durumu mevcut aşamaya göre tescil yapılması durumunda bulunmayacağı, … Bölge Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevaplarında da dava konusu yerde kadastro tarafından son kontrollerin yapıldığının ve akabinde tescil için tapu müdürlüğüne verileceğinin bildirildiği, ancak fiili taksim hususu sabit görüldüğünden ve dava bu nedenle reddedildiğinden toplulaştırma sonucunda tapuya tescil aşamasının beklenmesine gerek görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri: Taşınmazlarda fiili taksim olmadığı, bilirkişi raporlarında da buna ilişkin tespitten bahsedilmediği, mahkeme kararında fiili taksim olmadığı belirtildiği halde varmış gibi çelişkili hüküm kurulduğu, tüm mirasçıların katıldığı bir taksim biçimi olmadığı ve yine toplulaştırma işlemi bulunmayıp tarafların halen paydaş oldukları hususlarını istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, Dairece getirtilen tapu kayıtlarına göre, dava konusu 4, 5, 223, 231 ve 232 parsel sayılı taşınmazların toplulaştırma işlemi sonucu kayıtları kapatılarak 282 ada 1 parsel, 285 ada 15 parsel, 280 ada 3 ve 4 parseller, 283 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gördükleri, yeni oluşan taşınmazlarda davacılar ile dava dışı hissedarlar ve davalının müşterek paydaşlık durumlarının kalmadığı, revizyon gören 280 ada 3 parselin müstakilen davalı adına tescil edildiği, taraflar arasındaki paylı mülkiyet ilişkisinin sona erdiği, bu itibarla; taraflar arasındaki paylı mülkiyet ilişkisi sona ermiş olup davacıların önalım hakkının da bu sebeple ortadan kalktığı anlaşılmakla, taşınmazın paylılık durumunun herhangi bir nedenle sona ermesi halinde önalım hakkının kullanılamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davacılar vekilinin toplulaştırma işlemine yönelik istinaf sebebi yerinde olmayıp, oluşan bu duruma göre de davacılar vekilinin fiili taksime ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesine gerek kalmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni bakımından kabulü ile kararın 6100 sayılı HMK.’nun 353-(1)-b/2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri: Davanın 10.01.2018 tarihinde açıldığı, toplulaştırma işleminin ise 27.01.2020 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında yargılamanın uzamasının davacıyı hak kaybına uğrattığı, dava açıldığında toplulaştırma işleminin kesinleşmediği, açıldığı tarihteki şartlarla karara bağlanması gerektiği ve fiili taksimin bulunmadığı hususlarını temyiz ederek hükmün re’sen de incelenmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Uyuşmazlık, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk: 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 732’nci, 733’üncü ve 734’üncü maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.