1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2022/2258 K: 2023/3027 T: 1.6.2023


TMK’nın 734 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre önalım hakkını kullanmak isteyen davacının satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini ödemesi gerektiği yönünde düzenleme olup satış bedelinin hüküm tarihine uyarlanması veya taşınmaz değerinin güncellenmesi gibi bir yasal düzenleme bulunmadığı

Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu 385 ada 22 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olduğunu, bir kısım paydaşların taşınmazdaki hisselerini 17.12.2019 tarihinde davalıya 200.000,00 TL bedelle sattıklarını, davacının bu satıştan davalının kendisine çekmiş olduğu Nevşehir …. Noterliği’nin 24.01.2020 tarih ve …. yevmiye No.lu ihtarnamesini tebliğ aldığı 28.01.2020 tarihinde haberdar olduğunu, Covit 19 salgını nedeniyle ülke çapında alınan tedbirler nedeniyle davanın henüz açılabildiğini, ön alım hakkı kapsamında 385 ada 22 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; kanuni süreye uygunluk taşımayan dava ve istemin öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, davacının da paylarını satan diğer hissedarlarla birlikte hareket edip hisse satışında davalı ile mutabık kalmasına ve dava konusu satışlara muvafakat etmesine rağmen satış ve ferağdan son anda vazgeçerek devamında şuf’a hakkı kullanımına ilişkin işbu davayı ikame etmesinin Medeni Kanun’un 2 nci maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına uygunluk taşımadığını, satış bedelinin masraflarıyla birlikte bir an önce depo edilerek nemalandırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu hisse devrinin 17/12/2019 tarihli olduğu, Nevşehir….. Noterliği’nin 24.01.2020 tarih ve ….. yevmiye No.lu ihtarnamesinin 28/01/2020 tarihinde tebliğ alındığı, üç aylık süre bitiminin 28/04/2020 olmasına rağmen pandemi nedeni ile dava açma sürelerin durması dikkate alındığında davanın 25/06/2020 tarihinde açılması ile yasal üç aylık süre içerisinde ön alım hakkının kullanıldığı, davalının dürüstlük kuralı savunmasının kişinin mülkiyet hakkını kullanması serbestisi gereğince dikkate alınmadığı gerekçeleriyle davanın kabulü ile davalı adına olan taşınmaz hisselerinin tapusunun iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri: Müvekkilince gönderilen ihtarnamenin davacıya yeni bir hak vermeyeceği gibi davanın kanuni süreye ve pandemi ile ilgili düzenlemeye aykırılık taşıdığını, davacının davaya konu hissenin satılmasına muvafakati olduğunu, satıştan haberi olduğunu, bu hususun vekaletname ve tanık beyanları ile sabit olduğunu, şufa hakkının doğumu ve şufa hakkının kullanılma şekli ve sürelerinin farklı hukuki durumlar olduğunu, bu hakkın dürüstlük kuralına uygun kullanımı gerektiğini, mahkeme gerekçesinin oluşa, hakkaniyete, usul ve kanuna uygunluk taşımadığını, önalım bedelinin müvekkilinin ödediği satış bedelinin alım gücünü karşılamaktan çok uzak olduğunu, bu durumun müvekkilinin zararına yol açtığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 385 ada 22 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden…,…,… ve….nın hisselerini 13.12.2019 tarihinde davalı …’e toplam 200.000,00 TL bedelle sattıklarını, davacının beyanına göre davalının bu satış işlemini noter aracılığı ile kendisine bildirdiğini, noter ihtarının davacıya 28.01.2020 tarihinde tebliğ edilip eldeki davanın ise 25.06.2020 tarihinde açıldığını, 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 1. maddesinin 1/a bendine göre hak düşürücü süreler de dahil dava açma sürelerinin 13.03.2020 tarihinden itibaren 30.04.2020 tarihine kadar duracağını, bu durumda davanın süresinde açıldığını, davacı resmi olarak önalım hakkından feragat etmediğinden, satıştan sonra önalım hakkını kullanmasının TMK’nın 2 nci maddesine aykırılık teşkil etmeyeceğini, TMK’nın 734 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre önalım hakkını kullanmak isteyen davacının satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini ödemesi gerektiği yönünde düzenleme olup satış bedelinin hüküm tarihine uyarlanması veya taşınmaz değerinin güncellenmesi gibi bir yasal düzenleme bulunmadığı gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri: İstinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak bölge adliye mahkemesince şufa hakkından vazgeçme olarak yapılan nitelemenin hatalı olduğu, bedelin alım gücünün düştüğü, dürüstlük kuralına aykırı olarak şufa hakkının kullanıldığı ve davanın süresinde açılmadığı hususlarını temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Uyuşmazlık, ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 nci, 733 üncü ve 734 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.