1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3469 K: 2024/2686 T: 16.5.2024


Taşınmaz satış bedelleri ile davalı tarafından ödenen tapu masrafları toplamının davacı tarafından mahkeme veznesine depo edildiği, davacının bedelde muvazaa iddiasına dayandığı ancak iddiasını ispata elverişli delilin dosyaya ibraz olunmadığı, çek basım tarihinden önceki bir tarihte çekin keşide edildiğine yönelik davacı tarafın iddiasının bedelde muvazaa yapıldığı ve satış değerinin daha düşük olduğu iddialarının ispatı sayılamayacağı, yemin deliline dayanan davacının hakkını kullanması sonucu davalı şirketin yetkilisi tarafından yemin eda olunduğundan dava değerinin tapudaki satış bedeli olarak kabul edilmesi gerektiği

Taraflar arasındaki önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA: Davacı vekili; Amasya ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, 1801 ada 1 parsel, 917 ada 2 parsel ve 918 ada 8 parselde müvekkilinin paydaş olup taşınmazlardaki diğer bir kısım hisselerin toplamda 237.000,00 TL bedelle davalı … Isı Sis. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından satın alındığını, ancak müvekkilince yapılan araştırma üzerine anılan hisselerin gerçekte 200.000,00 TL bedelle satıldığını öğrendiğini, şuf’a hakkının kullanılmasını önlemek için bedelin tapuda yüksek gösterildiğini, satış bedelinde muvazaa olduğundan keşfen belirlenecek gerçek şufa bedelini mahkeme veznesine depo edeceğini ileri sürerek; davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile müvekkili adına tapuya tescilini, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafça gösterilen 200.000,00 TL dava değerinin ve yatırılan harçların gerçeği yansıtmayıp müvekkilini zarara uğratma kastı bulunduğunu, cevap dilekçeleri ekinde sunulu sözleşme, tediye makbuzu, çeklerden de anlaşılacağı üzere 237.000,00 TL bedelle tapu harç ve masrafları da yatırarak …’den taşınmazın satın alındığını, bilirkişi incelemesi neticesinde gerçek değerin daha da yüksek tespit edilebileceğini, davalı tarafın eksik yatırdığı dava harcının ikmal ettirilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürerek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: 1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

“… Taşınmaz satış bedelleri ile davalı tarafından ödenen tapu masrafları toplamının davacı tarafından mahkeme veznesine depo edildiği, davacının bedelde muvazaa iddiasına dayandığı ancak iddiasını ispata elverişli delilin dosyaya ibraz olunmadığı, çek basım tarihinden önceki bir tarihte çekin keşide edildiğine yönelik davacı tarafın iddiasının bedelde muvazaa yapıldığı ve satış değerinin daha düşük olduğu iddialarının ispatı sayılamayacağı, yemin deliline dayanan davacının hakkını kullanması sonucu davalı şirketin yetkilisi tarafından yemin eda olunduğundan dava değerinin tapudaki satış bedeli olarak kabul edilmesi gerektiği…” gerekçesiyle; davanın kabulüne,

– Amasya ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, 917 ada 2 parselde 29/2400 hisse sahibi davalı … Isı Sis. San. Tic. Ltd. Şti. adına olan tapu kaydının;

– Amasya ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, 918 ada 8 parselde 29/2400 hisse sahibi davalı … Isı Sis. San. Tic. Ltd. Şti. adına olan tapu kaydının;

– Amasya ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, 1801 ada 1 parselde 1/80 hisse sahibi davalı … Isı Sis. San. Tic. Ltd. Şti. adına olan tapu kaydının iptali ile bu hisselerin davacı … adına tapuya kayıt ve tescillerine,

2. Mahkeme veznesine depo edilen 242.182,00 TL şufa bedelinin karar kesinleştiğinde davalı … Isı Sis. San. Tic. Ltd. Şti’ne ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri: Davacı vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 01/10/2018 tarihinde 9.000,00 TL nakit ödendiğine dair tediye makbuzu hazırlanmasından sonra vade tarihi aynı gün olan 53.000,00 TL bedelli çek verilmesinin hayatın normal akışına aykırı olduğunu, zira bu durumda bankadan direkt havale yapılmış olması gerekip ayrı bir çek sayfası harcanmasının gereksiz olduğunu, taşınmazın 200.000.00 TL bedelle değil dosyaya ibraz edilen belgelere bakılırsa 112.000,00 TL bedelle alındığını ancak sonradan 125.000,00 TL. bedelli çek düzenlendiğini, zira 20/11/2019 tarihli çekin davanın açılmasından sonra hazırlanmış ve muvazaalı olduğunu, aynı parsellerde yeni tarihli yapılan satışlarda dahi m2 değerlerinin daha düşük olup emsal satış örneklerinin dosyaya sunulduğunu, ancak mahkemece yalnızca tanık ve davacının yemin beyanı ile muvazaa iddiasının ispatlanmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, maddi delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığını, Amasya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/93 E: sayılı dosyası ile iş bu dosya arasında konu ve taraf bakımından birliktelik olup birleştirme taleplerinin de mahkemece reddedildiğini ileri sürerek; hükmün kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

“…Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı…” gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri: Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü aynı sebeplerle hükmü temyiz etmiş, ilave olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe içermediğini, bedelde muvazaa iddilarının kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, davalının sunduğu belgelerin büyük ihtimalle davanın açılmasından sonra geriye dönük tarihli düzenlendiklerini, keşide edildiği tarihte basılmamış olan çekin usulüne uygun düzenlenmiş olmayıp muvazaa taşıdığını ileri sürerek; hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Uyuşmazlık, ön alım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, 732 nci maddesi şöyledir:

“Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.”

Aynı Kanunun 734 üncü maddesinde; “Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Önalım hakkı sahibi, adına payın tesciline karar verilmeden önce, satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini, hakim tarafından belirlenen süre içinde hakimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür.”

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Ön alım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.

3. Ön alım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur.

4. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile bölge adliye mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere göre, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.