1. Anasayfa
  2. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/4230 K: 2024/1492 T: 12.3.2024


Taşınmaz yönünden ön alıma konu satış işlemleri nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dava konusu parselde davalı adına kayıtlı birden fazla hisse bulunduğundan infazda tereddüt oluşmaması için iptal edilen ve davacılar adına tesciline karar verilen hissenin miktarının, pay ve payda şeklinde açıkça belirtilmesi gerektiği

Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davalı vekili … ve davacılar vekili Avukat … geldi. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA: 1.Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 302 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile 316 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki paydaşların kendi paylarını davalıya sattıklarını, tapuda görünen satış bedellerinin muvazaalı olduğunu belirterek ön alıma konu satışlar nedeniyle davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.

2. Birleştirilen davada davacılar vekili; davacıların 316 ada 1 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduklarını, 11.11.2019 tarihinde açtıkları davanın derdest olduğunu, 05.07.2019 tarihli ve 21203 yevmiye numaralı resmi senet ile …’ın, 316 ada 1 numaralı parseldeki hissesini 76.000,00 TL karşılığında davalı şirkete sattığını, bu satış nedeniyle de ön alım hakkını kullanmak istediklerini belirterek asıl dava ile birleştirilmesini istediklerini dile getirmiştir.

II. CEVAP: 1.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur.

2. Birleştirilen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davalının toplu bir tarım arazisi oluşturmak için çeşitli tarihlerde taşınmazdan hisse satın aldığını, bu durumdan davacıların haberi olduğunu, paydaşlar arasında fiili taksim bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; tüm paydaşları bağlayan fiili taksim olgusu ispatlanamadığından davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, fiili taksimin mevcut olduğunu, davalının peyderpey taşınmazdan hisseler satın aldığını, davanın reddi gerektiğini dile getirmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri: Davalı vekili; davalıya ait ÇKS kayıtlarına bakıldığında dava konusu tarımsal araziler ile müvekkiline ait arazilerin sınırdaş olduğunu, yine dava konusu tarımsal arazide birden fazla sayıda kişinin çiftçilik yaptığını, davalının birden fazla farklı hisse aldığını, davacıya hangi hisseler için dava açtığı açıklatılmadan hüküm kurulduğunu, raporda 302 ada 1 parselde susam ve bamya ekili olduğu, 316 ada 1 parselin ise tamamında soya ekili olduğunun belirtildiğini, bu tespitin aksinin ek ÇKS kayıtlarıyla çürütüldüğünü, tanık ve bilirkişinin “kısımlardan ayrı kullanıldığına” dair izlenimi ile fiili taksim olgusunun ispatlandığını, bilirkişi raporunun kendi içerisinde çelişmekte olduğunu, tanıkların da hangi ada ve parsel için tanıklık yaptıkları açık ve belirli olmadığından yeniden dinlenilmeleri gerektiğini, dile getirmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Dava ve birleştirilen dava, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 vd. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi.

3. Değerlendirme

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2.maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.

2. Somut olaya gelince, mahkemece dava konusu edilen Mersin İli, Tarsus İlçesi, … Mahallesi 316 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden ön alıma konu satış işlemleri nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dava konusu parselde davalı adına kayıtlı birden fazla hisse bulunduğundan infazda tereddüt oluşmaması için iptal edilen ve davacılar adına tesciline karar verilen hissenin miktarının, pay ve payda şeklinde açıkça belirtilmesi gerektiğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.