Davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayamadığı ancak ön alım talebinin yerinde olduğu, ön alım davalarında davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığında iddia ettiği bedel ile tapudaki satış bedeli arasındaki fark üzerinden davalı lehine, kalan kısım üzerinden ise davacı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği
Taraflar arasındaki sınırdaş parsel malikinin ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Hayrabolu ilçesi, … Mahallesi, 203 ada 40 ve 23 parsel sayılı taşınmazların tapuda müvekkili adına kayıtlı olduğunu, komşu 36 parsel sayılı taşınmazın 29.06.2016 tarih ve 4647 yevmiye numaralı işlem ile gerçekte dönümü 8.000,00 TL bedel ile satıldığı halde tapuda şuf’a hakkının kullanılmasını engellemek için 140.000,00 TL olarak ve yine bitişiğindeki 34 parsel sayılı taşınmazın 29.06.2016 tarih ve 4647 yevmiye numaralı işlem ile yine gerçekte dönümü 8.000 TL bedel ile satıldığı halde tapuda 110.000,00 TL olarak gösterildiğini, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8-i maddesi uyarınca taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı taşınmazları satın aldıktan sonra tarlalara su durmasını engellemek için lazerle tasfiye yaptığını, bu şekilde tarlaların değerinin daha da arttığını, davacının taşınmazların bedelinde muvazaa yapıldığında dair iddialarının gerçek dışı olduğunu, davalının taşınmazları tapuda belirtilen fiyata satın aldığını ve satış bedellerini taşınmaz maliklerine ödediğini, davacının daha satış yapıldığı sırada durumu bilmesine rağmen geçen uzun zaman içerisinde dava açmadığını, dava açma süresi için öngörülen hak düşürücü süre dolmak üzereyken eldeki davayı açtığını, davacının dava açmaktaki niyetinin satışın üzerinden uzun zaman geçtiğinden ve iki yıl önceki fiyatlarla ve bugün için oldukça düşük fiyatla taşınmazları satın almak olduğunu, bu nedenle davanın kabulü yoluna gidilecekse de taşınmazların satışı üzerinden uzun zaman geçtiğinden geçen zaman içerisinde meydana gelen darbe girişimi, ekonomik gelişmeler vesaire nedenlerle ve davalının taşınmazlarda yapmış olduğu lazer tasfiyesi ile taşınmazların değerinin oldukça yükselmiş olduğunu, dava tarihi itibariyle taşınmazların rayiç fiyatlarının belirlenip bu bedel üzerinden davacıya ön alım hakkı kullandırılması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 29.06.2016 tarihli taşınmaz alımına ilişkin işlemden dolayı TMK’nın 732. maddesi kapsamında yasal şufa hakkının bulunduğu ve bu hakkın yasal süresi içerisinde dava açılarak öne sürüldüğü, dava konusu 832 ve 834 parsel sayılı taşınmazların tamamının 29.06.2016 tarihinde 4647 yevmiye No.lu satış akdi ile 250.000,00 TL bedelle davalı …’a satıldığı, davalının satış bedeli dışında 5.000,00 TL harç ve 198,00 TL döner sermaye masrafı yaptığı, 15.05.2014 tarihli ve 29001 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6537 sayılı Kanunun 5 inci maddesi ile 5403 sayılı Kanuna eklenen 8/İ maddesinin ikinci fıkrası gereğince; tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de ön alım hakkını kullanabilecekleri, yine aynı maddenin üçüncü fıkrasında ön alım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne; Tekirdağ İli, Hayrabolu İlçesi, … Mahallesi, Yazılıkavak Mevkii, 203 ada 34 ve 36 parsel tarla niteliğindeki davalı … adına kayıtlı taşınmazların ön alım hakkı nedeni ile tapu kaydının iptaliyle davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, ön alım bedeli olan 255.198,00 TL’nin karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri ve İstinaf Aşamasındaki Süreç
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararda yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu tutulmasına karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların tek bir tarla olduğunu ve tarımsal bütünlük arz ettiğini, bu nedenle davacının ön alım hakkını kullanamayacağını, davacının hakkını kötüye kullandığını, dava konuşu taşınmazlarda toplulaştırma şerhi olduğunu, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda davalıya ait birçok tarla olup davalının taşınmazları tarımsal bütünlük arz ettiğini, dava konusu taşınmazların satışının üzerinden uzun bir zaman geçtiğinden davacı, taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden ön alım hakkını kullanabileceğini, bilirkişi raporunda taşınmazların kıymetini artıran önemli hususlar değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunun yeterli incelemeyi içermediğini, davanın reddine karar verilmesini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 5403 sayılı Kanunu 8/i maddesinin 2 nci fıkrası gereğince tarımsal arazilerin satılması halinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkını kullanabilecekleri, TMK 732 nci maddesi uyarınca ön alım hakkının kullanılmasında yasal bir engel bulunmadığı, şuf’a bedelinin depo edildiği, muvazaa iddiasının dosyadaki delil ve belgeler ile kanıtlanamadığı, bu nedenlerle davanın kabulü yönünde verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri: Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebeplerle hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 ve devamı maddeleri ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 6537 sayılı Kanunla değiştirilen 8/i maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sınırdaş parsel malikine tanınan yasal ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk: 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 ve devamı maddeleri ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 6537 sayılı Kanunla değiştirilen 8/i maddesinin ikinci fıkrası.
2. Tarafların, davanın görülmesi ve sonuçlandırılması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir. Keşif giderleri, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, yargılama sırasında yapılan diğer tüm giderler, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır (HMK m. 323).
Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m 326). Yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedilir. Yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir ( HMK m. 332 / 1, 2 ).
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayamadığı ancak ön alım talebinin yerinde olduğu, ön alım davalarında davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığında iddia ettiği bedel ile tapudaki satış bedeli arasındaki fark üzerinden davalı lehine, kalan kısım üzerinden ise davacı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğinden tüm yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; 1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davalı vekilinin temyiz itirazının yargılama gideri yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının (4) numaralı bendi hükümden çıkartılarak yerine “Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 170,78 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 4.187,38 TL tamamlama harcı, 1.577,70 TL yargılama masrafı olmak üzere toplam 5.976,96 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre 4.745,10 TL kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” yazılması suretiyle kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.