Önalım hakkı davasında temyiz hakkının dava değerine veya hüküm altına alınan değerine göre belirlenmesi sırasında istinaf ve temyiz sınırı belirlenirken davalı tarafın ileri sürdüğü taleplerin de nazara alınması kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme olacaktır. Aksi halde, davacının belirlediği değeri aşan davalı taleplerinin dikkate alınmaması, verilen kararın davalı tarafından kanun yoluna götürülmesi ve denetlenmesi engellenmiş olacaktır.
Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 12.02.2024 tarihli ek kararla davalı vekilinin temyiz talebinin miktarı itibariyle kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.02.2024 tarihli ek kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin paydaşı olduğu, dava konusu 153 ada 5 parsel numarasında kayıtlı taşınmazın 06.04.2015 tarihli satış işlemiyle davalıya satılan 3/5 hissesinin ön alım hakkı nedeniyle tapu kaydının iptali ile, müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu işlemin gerçekte satış olmadığını, anne-oğul arasında bağış olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne, ön alım hakkı nedeni ile 153 ada 5 parselde tapuya kayıtlı taşınmazın davalı adına kayıtlı olan 3/5 payının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı tarafça depo edilen ön alım bedeli ve tapu harcı tutarı 7.650,00 TL’nin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava konusu işlemin gerçekte satış olmadığını, anne-oğul arasında bağış olduğunu, keşif yapılıp bilirkişi raporu alınması gerektiğini, taşınmazın değerinin tespit edilmediğini belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi; davalının kesin karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kesin olarak usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesindeki beyanlarına ek olarak; taşınmazın değerinin 20.000.000,00 TL olduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz başvurusunu değerlendirme kararı
Bölge Adliye Mahkemesi 12.02.2024 günlü ek karar ile; davalı vekilinin, temyiz başvuru dilekçesi ile kesin nitelikteki Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurduğundan temyiz başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
D. Ek karara karşı temyiz yoluna başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.02.2024 günlü ek kararına kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E: Temyiz Sebepleri
Davalı vekili 12.02.2024 günlü ek karar ve karara karşı temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu payın değerinin resmi senette gösterilen miktardan yüksek olduğunu belirterek, ek kararı temyiz etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5403 sayılı Kanun’un 8İ maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 nci ve devamı maddeleri,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 inci maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar düzenlenmiş olup, miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiştir. Belirtilen parasal sınır 2023yılı için 17.830,00 TL’dir.
3. Değerlendirme
1. Genel olarak, davanın değeri çoğu zaman davacının talep ettiği alacak veya tazminat miktarını gösterirken, yüksek miktarlı taleple açılan davalarda karşı tarafça davanın kabulü halinde, davacı lehine sonuç ortaya çıkar.
2. Bazı davalarda ise, mahkemece belirlenen ve hüküm altına alınan dava değeri davacının değil davalının lehine olabilmektedir. Mesela, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, davanın kabulü halinde, belirlenen değer üzerinden davalı taraf harç ve vekalet ücreti ödemek zorunda ise de, ön alıma konu payın belirlenen bedelinin davalıya ödenmek üzere davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi gerekmektedir.
3. Ön alım davalarında, kural olarak davaya konu payın resmi satış senedindeki değeri ön alım bedeli olmakla birlikte, davacı resmi senetteki satış bedelinin yüksek gösterildiğini belirterek davasını kendi belirlediği daha düşük bir bedel üzerinden harç yatırmak suretiyle açabilmektedir. Davalı taraf genellikle davanın reddini savunmakla birlikte, davanın mahkemece kabul edilmesi halinde ön alım bedelinin davacı tarafından düşük gösterildiğini belirterek, resmi satış sözleşmesindeki bedel üzerinden veya ileri sürdüğü daha fazla miktar üzerinden hüküm altına alınmasını talep etmektedir.
4. Bu tür davalarda hüküm altına alınan bedel aynı zamanda davanın da değerini gösterdiğinden, dava değeri davanın başında taraflar arasında ihtilaflıdır.
5. Bu sebeplerle, başlangıçta dava değerinin belirlenmesinde inisiyatif davacıda ise de, Kanun’un 26 ncı maddesinde düzenlenen “taleple bağlılık” ilkesi sadece davacının değil, davalının da taleplerinin nazara alınmasını emrettiğinden, kanun yoluna başvurulması halinde davacının talepleri yanında, davalının taleplerinin de mahkemece değerlendirmeye alınması gerekir. Aksi halde, davacının belirlediği değeri aşan davalı taleplerinin dikkate alınmaması, verilen kararın davalı tarafından kanun yoluna götürülmesi ve denetlenmesi engellenmiş olacaktır. Bu durum, davalının davada kendisini savunmasına ve adil yargılanmasına engel olacak nitelikte bulunduğundan, temyiz hakkının dava değerine veya hüküm altına alınan değerine göre belirlenmesi sırasında Kanunu’nun 341 inci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri ile 362 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca istinaf ve temyiz sınırı belirlenirken davalı tarafın ileri sürdüğü taleplerin de nazara alınması kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme olacaktır.
6. Somut olayda; davacı dava konusu payın 7.500,00 TL bedelle davalıya satılmasına dair işleme karşı ön alım hakkına dayanan tapu iptali ve tescil talep etmiş, davalı yan ise, gerçek satış bedelinin yüksek olduğunu ileri sürmüş, temyiz dilekçesinde dava konusu payın değerinin 20.000.000,00 TL’nin üstünde olduğunu belirtmiştir. Savunma yoluyla ileri sürülen değer karar tarihi itibariyle geçerli olan 17.830,00 TL’lik istinaf kesinlik sınırının üzerinde kalacağından davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etme hakkı bulunmaktadır. Bu durumda, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince esastan bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken usulden ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Bölge Adliye Mahkemesinin 12.02.2024 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.