Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkına sahip olduğunu düzenleyen 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 7255 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkı bulunmamaktadır. Yürürlükten kaldırılmadan önce yapılan satışlarda, madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra bu maddeye dayanılarak önalım hakkı davası açılamaz.
Taraflar arasındaki sınırdaş parsel malikinin ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 287 parselde kayıtlı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, bu taşınmaza komşu 189 parsel sayılı taşınmazın davalılara satışının yapıldığını haricen öğrendiğini, her iki taşınmazın bütünlük arzettiğini belirterek, müvekkilin yasal ön alım hakkına dayalı olarak davalılar adına kayıtlı olan 189 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazların sınırdaş olmadığını, dava açmak için gerekli yasal sürenin geçtiğini, taşınmazlar arasında tarımsal bütünlüğün de bulunmadığını, taşınmazın 20 yıldır âtıl bırakıldığını, bu sebeple satış sonrası müvekkillerinin taşınmazı masraf yaparak temizlediklerini ve ihya ettiklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesinin 27.11.2019 tarihli ve 2018/160 Esas, 2019/264 Karar sayılı kararı ile; “…davalılara ait dava konusu taşınmazın davacıya ait taşınmaz ile sınırdaş olduğu, mahallinde yapılan keşif sonrası aldırılan bilirkişi raporuna göre her iki taşınmazın fiili kullanım durumuna göre tarımsal arazi niteliği taşıdığı, davacının yasal önalım hakkının bulunduğu…” gerekçesiyle, davanın kabulüne;189 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde nedenleri tekrarla taşınmazlar arasında tarımsal nitelik bakımından bütünlük bulunmadığını, müvekkile ait taşınmazda zeytin ağaçlarının bulunduğunu, müvekkillerin satın alınan için taşınmaz için çokça masraf yaptığını, davacının yapılan satıştan haberdar olduğunu ve dava açma süresinin geçtiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli ve 2020/350 Esas, 2022/566 Karar sayılı kararı ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar: Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri: Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde yer alan nedenlere dayanarak hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 ve devamı maddeleri ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 6537 sayılı Kanunla değiştirilen 8/i maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sınırdaş parsel malikine tanınan yasal ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 ve devamı maddeleri ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 6537 sayılı Kanunla değiştirilen 8/i maddesinin ikinci fıkrası.
1. 30/4/2014 tarihli ve 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda değişiklik yapılmış ve Kanuna “ön alım hakkı” kenar başlıklı 8/i maddesi eklenmiştir.
2. Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de ön alım hakkına sahip olduğu; tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş maliklerin ön alım haklarını kullanamayacağı; ön alım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikinin ön alıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve ön alım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktadır.
3. Sınırdaş tarım arazisi maliklerine ön alım hakkı veren 8/i maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 tarihli ve 29001 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiş; 28/10/2020 tarihli ve 7255 sayılı “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”un 20. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. 7255 sayılı Kanun 4 Kasım 2020 tarihli ve 31294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.
4. Bu tespitlere göre sınırdaş tarım arazisi maliklerine ön alım hakkı veren 5403 sayılı Kanun’un 8/i maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 ila 4 Kasım 2020 tarihleri arasında yürürlükte kalmıştır.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.