HGK. nun 20.5.1992 tarih 1992/16-103/339 ve 27.10.1993 tarih 1993/8-456/686 sayılı kararlarında da açıklandığı gibi nizalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmış ve dava konusu parsel orman tahdidi dışında bırakılmış ve vergi kaydının nizalı taşınmazı orman gösteren yönünde eylemli orman bulunmakta ise, bu yerin iktisabı için zilyetliğin, orman tahdidinin kesinleştiği tarihten tespit tarihine kadar 20 yıla ulaşması gerekir.
Bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonunda davanın kısmen kabulü ile dava konusu 723 parselin 11.6.1998 tarihli fenni bilirkişi Hıdır tarafından düzenlenen krokide A, B ve E ile işaretli bölümünün ziraat arazisi olması nedeniyle iptal ve tesciline, C ve D ile işaretli bölüm hakkındaki davanın da tarıma elverişli olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm kabul edilen bölümler yönünden Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz tapulamaca yapılan tespit sırasında dava dışı 708 ile 713 parsellere uygulanan davacının babası Mehmet adına kayıtlı 1938 tarih, 456 tahrir numaralı vergi kaydının dava konusu taşınmaz yönünü orman okuması nedeniyle miktar fazlası olarak Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Açıklanan vergi kaydı 64 ar yüzölçümü sahip olup bu miktar kadar yer 708 ile 713 parsellerde vergi kaydına terk edilmiştir. Vergi kaydı bozmadan sonra mahallinde uygulanmış, Doğu sınırının Ayşe, Batı Kuzey ve Güney sınırının orman olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1972 yılında kesinleşen orman kadastro tahdit işlemi yapılmıştır.
Orman mühendisi bilirkişi aracılığıyla yapılan uygulama sonunda fenni bilirkişinin krokisinde de gösterildiği gibi dava konusu taşınmazın 75 ila 79 O.T.S noktalarının dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, yukarıda açıklandığı gibi davacının babasına ait vergi kaydı Güney, Batı ve Kuzey sınırları itibariyle orman okumakta ve bu sınırlarda, kesinleşmiş tahdit haritasıyla belirlendiği gibi orman bulunmaktadır.
Başka bir anlatımla, bu sınırlarda eylemli orman mevcuttur. HGK. nun 20.5.1992 tarih 1992/16-103/339 ve 27.10.1993 tarih 1993/8-456/686 sayılı kararlarında da açıklandığı gibi nizalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmış ve dava konusu parsel orman tahdidi dışında bırakılmış ve vergi kaydının nizalı taşınmazı orman gösteren yönünde eylemli orman bulunmakta ise, bu yerin iktisabı için zilyetliğin, orman tahdidinin kesinleştiği tarihten tespit tarihine kadar 20 yıla ulaşması gerekir.
Orman tahdidi 1972 yılında kesinleşmiş, tespit ise 1984 yılında yapılmıştır. Bu iki tarih arasında kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken değişik düşüncelerle kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 30.12.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.