Meralar süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilemez.
Ş. ile Hazine ve G. Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair G. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 4.3.2003 gün ve 11/36 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, 21 ada 89 parsele ait sınırlandırmanın iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 21 ada 89 parsele ait kadastro tutanağında, 21.12.1990 günlü komisyon kararına dayanılarak sınırlandırıldığı açıklanmıştır. Komisyon kararında aynı ada 21 parsele uygulanan 1937 tarih ve 1142 tahrir numaralı vergi kaydının doğu sınırını mera okuması nedeniyle kamunun yararlandığı orta malı mera olarak sınırlandırılmıştır.
Davacı vekili, taşınmazın öncesi itibariyle İ. isimli kişiye ait olduğunu, ondan S., ölümü ile eşi H.’ye, H.’nin de satış ve devri ile vekil edenine geçtiğini, sınırlandırma tarihinden geriye doğru 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarrufta bulunduğunu açıklayarak tescil isteğinde bulunmuştur. Sınırlandırma sırasında nazara alınan 1937 tarih ve 1142 tahrir numaralı vergi kaydı satıcı İ. adına yazılı bulunmaktadır. Vergi kaydına dayanılarak 6500 m2 yer 21 ada 21 parsel davacı adına tespit edilmiştir. Yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu parselin 21 parselle birlikte vergi kaydının kapsamında kaldığını ve davacı ile önceki maliklerinin tasarrufta bulunduğunu bildirmişlerdir.
Paftaya göre dava konusu taşınmazın doğusunda yer alan 20 parsel mera olarak sınırlandırılmış, C. isimli kişinin G Kadastro Mahkemesine açmış olduğu itiraz davası sonunda 1990/175 esas, 1991/73 karar sayılı hükümle bu parselin 5000 m2 lik bölümünün iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmiş, kesinleşen hüküm uyarınca 119 parsel olarak C. adına, geriye kalan bölümünde 121 parsel numarası ile mera olarak sınırlandırıldığı, doğusunda yer alan 19 parselde yine mera olarak sınırlandırılmıştır.
Toplanan deliller ve dosya içeriğine göre dava konusu parselin doğusunda eylemli olarak mera durumunda bulunan ve bu nitelikte sınırlandırılan yerler mevcuttur. Dava konusu taşınmaz birbirini izleyen satış ve devirlerle davacıya geçmiştir.
Dava satıcı S.’nin oğludur. Davacı satıcı İ. adına kayıtlı bulunan yukarıda tarihi ve sayısı yazılı vergi kaydındaki sınırlar ve nitelendirme ile bağlıdır. Vergi kaydının doğu sınırı çayır olarak yazılıdır. Vergi kaydında yazılı 6500 m2 kadar yer davacı adına tarla niteliği ile tespit ve tescil edildiğine göre miktar fazlası olan dava konusu yerin kayıtta yazılı çayırdan elde edildiğinin kabulü gerekir. Paftaya göre doğudaki alanlar mera olarak sınırlandırılan yerlerdir. Bu durumda vergi kaydındaki çayırın kamunun yararlandığı çayır niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu tür yerler mera niteliğindedir. Vergi kaydında yazılı miktar kadar yer davacı adına tespit edildiğine göre miktar fazlasının meradan elde edildiğinin kabulü gerekir. Meralar süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilemez. Bu açıklamalar göz önünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA 15.9.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.