Mera, yaylak ve kışlak gibi kamunun hizmetine terk ve tahsis edilen hizmet mallarının mülkiyeti hazineye ait olup, el atmanın önlenmesi davası dinlenemez.
H. ile M. ve A. aralarındaki el atmanın önlenmesi davasının kabulüne dair T: Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 14.5.203 gün ve 23/9 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı M tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı D, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmaza davalılar tarafından yapılan müdahalenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, dava konusu taşınmazın mera olduğunu B, K Köyleri halkı ile E, Y, K ve D Mahalleleri sakinleri tarafından kullanıldığını ve davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan M tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapusuz taşınmaza yapılan el atmanın önlenilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, her ne kadar taşınmazı 20.10.2000 günlü harici senetle İ.’den, davalı ise 1969 yılında M.’den satın aldıklarını ve zilyet olduklarını, taşınmazın “çayır” olması nedeniyle biçilen otundan yararlandıklarını bildirmiş iseler de; keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tanıkların, uyuşmazlık konusu taşınmazın “mera” olduğunu B ve K Köyleri ile E,Y,K ve D Mahalleleri sakinleri tarafından hayvanlarını yaymak suretiyle kullandıklarını, yazın yayla olarak yararlandıklarını, sakinlerin merayı kendi aralarında bölüştüklerini, bu nedenle “çayır” niteliğinde olan ve kendilerine düşen bu gibi yerlerin otunu biçtiklerini ve bu biçimde kullanımın ve yararlanmanın sürdürüldüğünü açıkladıkları, taşınmazın mera olduğu temyiz edenin keşif tutanağına geçen beyanı ile de doğrulandığı, mera, yaylak ve kışlak gibi kamunun hizmetine terk ve tahsis edilen hizmet mallarının mülkiyetinin Hazineye, yararlanma hakkının ise onu kullananlara ait olduğu, bu bakımdan tarafların taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkı iddia ve savunmalarının dinlenme olanağının bulunmadığı belirlendiğine göre, toplanan deliller karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı M. temyiz itirazları bu bakımdan yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.9.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.